11. Ceza Dairesi 2019/3005 E. , 2020/6904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2012 tarihli, 2012/69804 esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından da dava açılmış olmasına rağmen hüküm kurulmadığı anlaşıldığından Mahkemesince hüküm kurulması mümkün görülmüş; adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
... Yapım Reklam Film Bilgisayar ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şirketinin 25.06.2009-12.08.2009 tarihleri arasında ortağı ve müdürü olan sanık ... ile 12.08.2009 tarihinden sonra müdürü olan sanık ... hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanık ...’ın, yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle hakkında düşme kararı verilen sanık ...’ın baskısı nedeniyle şirkete ortak olmak zorunda kaldığını, şirket işleri ile ilgilenmediğini savunması, sanık ...’ın, kahvehanede tanıştığı kişilerin iş teklifini kabul edip, bir yerlere imza attığını ancak şirket işleri ile ilgilenmediğini belirtmesi ve Uyap sorgusundan, sanığın 2009 yılının çoğu ayında cezaevinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından;
1- Suç konusu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde, getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; ilgili vergi dairelerinden BA formu ile mükelleften mal veya hizmet aldığına dair bildirimde bulunan şirket veya mükellefler nezdinde yapılan karşıt incelemeler sonucu suç konusu faturaların ele geçirilip geçirilemediği sorularak, suç konusu faturalardan kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretlerinin araştırılıp getirtilmesi;
2- Şirketin en son 2009 yılı nisan ayında matrahlı KDV beyannamesi vermesi ve dosya kapsamında ele geçirilen fatura bulunmaması nedeniyle sanıkların şirket müdürü oldukları dönemde fatura düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenebilmesi açısından BA formu ile şirketten mal aldığını beyan eden mükellef veya şirketlerin hangi ayda bildirimde bulunduklarının araştırılması,
3- Suç konusu faturalar sanıklara gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kabul etmedikleri takdirde yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması;
4- Şirkete ait beyannamelerin kimin tarafından verildiği, muhasebe işlemlerinin kimin tarafından yürütüldüğü belirlenip, şirket muhasebecisinin tanık sıfatıyla dinlenilerek, sanıkları tanıyıp tanımadığının, muhasebe işlemlerinin yürütülmesinde kiminle muhatap olduğunun, kimin talebi üzerine şirketin muhasebesini tutmaya başladığının, şirket işlerini fiilen kimin yürüttüğünün sorulması,
5-Sanıkların ve şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına iş ve işlemlerde bulunup bulunmadıklarının belirlenmesi, ortak veya müdür sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadıklarının, şirketin banka hesaplarındaki paraların kimler tarafından çekildiğinin araştırılması,
6-Suç konusu faturaları kullanan şirketlerin yetkilileri veya mükellefler tanık olarak dinlenilerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının, faturaların verilip alınmasına sanıkların iştiraklerinin olup olmadığının sorulması,
Sonucuna göre, tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
7- Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanıklar hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 01.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.