15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2631 Karar No: 2017/2197 Karar Tarihi: 23.05.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2631 Esas 2017/2197 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirketin itirazına rağmen, davacı tarafından yapılan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine karar verilmesi ve icra inkar tazminatının tahsilinin istenmesi ile ilgili dava açılmıştır. Davacı, dava dışı kişi Ahmet Ayrıç ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, bu sözleşmeden doğan alacağının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı şirket ise dayanılan çekin hatır çeki olduğunu ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının başvurusu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 732. madde kapsamında olduğu ve işin esasına girilip karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın temyiz eden davacı yararına bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri açıklandıktan sonra karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceği de eklenmiştir.
15. Hukuk Dairesi 2016/2631 E. , 2017/2197 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, alacağın tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı 3. kişi Ahmet Ayrıç ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, bu sözleşmeden doğan alacağının ödenmediğini ancak davalı şirket yetkilisinin dava dışı 3. kişinin borcunu ödemeyi üstlenerek çek verdiğini ancak çekin karşılıksız çıktığı gibi bedelinin de ödenmediğini, Şırnak İcra Müdürlüğü"nün 2013/459 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı dilekçede sözü edilen kişilerin şirketle ilgisi bulunmadığını dayanılan çekin hatır çeki olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece; yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. HMK"nın 33. maddesine göre hakim Türk hukukunu resen uygular. Bu nedenle mahkemece tarafların gösterdiği hukuki sebep ile bağlı olmaksızın somut uyuşmazlığa uygun olan hukuki müessese ve ilgili kanun hükümleri belirlenerek uyuşmazlığın doğru hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. Bu açık düzenleme karşısında tarafların, iddia ve savunmalarının dayanağı olarak farklı bir yasa kuralına dayanmış olmaları veya uyuşmazlığın hukuki sebebini oluşturan yasa kuralına dayanmamış olmaları tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurmaz ve bu konuda usuli kazanılmış hak doğduğundan da söz edilmez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 818/1-m maddeye göre poliçeye ilişkin 732. madde çek hakkında da uygulanır. Borcun doğumuna esas akdi ilişki bulunmasa ve dayanılmasa bile süresinde ibraz edilmeyen çeke dayanılarak çek hamilinin keşideciden talepte bulunması halinde bu talep 732. maddeye dayalı bir talep niteliğindedir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava dışı kişi ile arasındaki sözleşmeden doğan alacağın davalı şirket tarafından üstlenilerek çek verildiğini ve çekin ödenmediğini iddia ederek talepte bulunmuştur. Dava açılmasına neden olan icra dosyasındaki ilk takip talebinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip istenmiş ancak icra müdürlüğünce çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği ve kambiyo takibi yapılamayacağı gerekçesiyle bu talep kabul edilmemiş ve ilamsız takip yapılmıştır. Davacı alacağına neden olan ilk sözleşmede davalı taraf değildir. Davacı açtığı itirazın iptali davasında borcun davalı tarafından üstlenildiğini ve bu nedenle süresinde ibraz edilmediği anlaşılan çekin verildiğini iddia etmiştir. Borcun üstlenildiğine ilişkin yazılı sözleşme sunulmamış ise de icra takibinde süresinde ibraz edilmediği anlaşılan çeke dayanılmıştır. Bu haliyle dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 732. madde kapsamında açılmış olup, mahkemece davanın 1 yıllık süre içinde açıldığı ve ispat yükünün davalıda olduğu da gözetilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.