Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6368
Karar No: 2019/7461

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6368 Esas 2019/7461 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/6368 E.  ,  2019/7461 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sırasında..... çalışma alanında bulunan 1157 parsel sayılı 1723 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1986 tarihinden itibaren ... ve ...’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., dava konusu taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. ..... Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda;
    1- ..... yatağı mevkii, 1167 parsel nolu taşınmaza yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, 1167 parsel nolu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline,
    2-.....mevkii, 1157 parsel nolu taşınmaza yönelik davanın reddine, 1157 parsel nolu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline,
    3- .... mevkii, 1156 parsel nolu taşınmazın kadastro bilirkişileri..... hazırlayıp dosyaya sunduğu 06/03/2013 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen kısım hakkında davacı tarafından açılmış usulüne uygun dava olmadığından 1156 nolu taşınmazın raporda (B) harfi ile gösterilen kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 1156 parsel nolu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 10/02/2014 gün ve 2014/1729-1018 E.-K. sayılı kararı ile 1157 parsel yönünden ‘’kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı’’ gerekçesi ile onanmış, 1157 parselin doğusunda kalan ve dosya içerisinde bulunan fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olarak bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...dava dilekçesi içeriğine göre dava konusu olduğu anlaşılan orman niteliği ile tescil harici bırakılan dava konusu bölüme ilişkin olarak bir karar verilmemiş olması isabetsizdir. Davacının talebi, hakkında tutanak düzenlenmeyen yere ilişkindir. Tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıkları çözmek, 3402 sayılı Yasa"nın 26. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görevi dışındadır. Hal böyle olunca, mahkemece bu yön göz önünde bulundurularak, temyize konu (C) bölümüne ilişkin dava hakkında kadastro mahkemesince davanın görev yönünden reddine ve dosyanın talep halinde görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, dava konusu escil harici bırakılan (C) harfiyle taşınmaz bölümüne ilişkin herhangi bir karar verilmemiş olması isabetsizdir...” denilmiştir.Bu ilama karşı davacı ...’ın tashihi karar istemi de yine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 23.10.2014 tarih, 2014/1678-11702 E.-K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
    Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının dava konusu ettiği 1157 parsel sayılı taşınmazın doğusunda kalan ve fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen orman niteliği ile tescil harici bırakılan ve hakkında tutanak düzenlenmeyen yere ilişkin olduğu, tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıkların çözümünün 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görevi dışında olduğu gerekçesi ile davanın görev yönüden reddine ve bu kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ..... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, iş bu karar tarafların temyiz etmemesi üzerine 13/02/2015 tarihinde kesinleşmiş ve süresi içinde davacı tarafından dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi talep edilmekle yargılamaya .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam olunmuştur.
    Yargılama sonucu mahkemece; davacı yanın keşif giderlerini yatırılmaması nedeniyle HMK"nın 115 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 713. maddesi hükümleri uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesine göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2. maddesine göre çalışmalar 15/07/1982 tarihli askıya çıkarılmış ve kesinleşmiş, 2012 yılında 2/B ve 3402 sayılı Kanunun Ek- 4. maddesine göre kullanım kadastrosu yapılmıştır.
    Dosyanın incelenmesinde; 17.11.2015 tarihli 4. celsede "Mahallinde 3 orman mühendisi, 1 ziraat mühendisi, 1 kadastrocu bilirkişi eşliğinde 02.12.2015 günü saat 9.30 dan itibaren keşif icrasına, ormancılar için 400"er TL, ziraat mühendisi için 400 TL, kadastro bilirkişi için 200 TL, araç ücreti 150 TL, keşif harcı 195,40 TL giderin davacı tarafça keşif gününden önce mahkeme veznesine depo edilmesine," dair ara karar kurduğu, davacının ise bu keşif ara kararından önce dosyaya 03.08.2015 tarihinde 575 TL gider avansı yatırdığı, mahkemece 21.01.2016 tarihli 5. celse de ise davacı tarafça keşif giderinin yatırılmamış olması nedeniyle keşfe gidilemediğine dair tutanak tutulduğunun duruşma zaptına geçirildiği anlaşılmaktadır.
    Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (HUMK m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda; keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin, avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi, bunun doğal sonucu olarak; hakim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (3717 sayılı Kanun m.2); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında, yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Yasası ile Tebligat Yönetmeliğinin gözönünde tutulması zorunludur.
    Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada HUMK m. 414, 163 açısından bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (HGK 26.02.1975 arih 1972/1-1273 E.- 1975/258 K; HGK"nın 18.02.1983 tarih, 1980/1-1284 E. -1983/141 K. HGK7nın 30.12.1992 tarih 1992/16-666 E.-1992/769 K.; 20 Hukuk Dairesinin 14.12.1992 tarih 1992/16198-7040).
    Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
    Yukarıda açıklanan, yasa ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.
    Mahkemece, davacı yanın keşif giderlerini yatırmaması nedeniyle HMK"nın 115. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş ise de davacı yana keşif masrafını yatırması için verilen kesin süre içinde gereği yerine getirilmediği takdirde keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağına dair kesin süreyi de içeren ihtaratın yapılmadığı, ara kararıyla belirlenen keşif günü bakımından tanıkların ne şekilde dinleneceği ve keşif yerinde hazır bulundurulacağı veya tebligat ile davet edilip edilmeyecekleri konusunda herhangi bir bilgiye yer verilmediği ayrıca ara kararda hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıklarına verilecek ücretler ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilmediği ve bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilmediği görülmüştür. Ayrıca davacının dosyaya yatırdığı bir miktar gider avansının da, keşif ara kararı kurulurken hesaplanan toplam keşif giderinden dosyada davacı tarafa ait gider avansından uygun bir bölümünün mahsup edilmemiş olması da doğru değildir.
    O halde mahkemece, usule uygun keşif ara kararı kurarak davacı tarafa belirlediği yeni keşif gideri yatırması için kesin süre ihtaratlı ve keşif delilinden vazgeçilmesinin sonucunun ne olacağının da gösterilmesi, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi