10. Hukuk Dairesi 2014/68 E. , 2014/1008 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, tarım Bağ-Kur sigortalılığının ve prim borçlarının 6111 sayılı Kanuna tabi yapılandırma hakkının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanaklarından biri, öngörülen istisnaları dışında 25.02.2011 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun Sosyal Güvenlik Kurumunun alacaklarını düzenleyen 12 ve devamı maddeleri olup, 18. maddenin 1. fıkrasının a) bendinde “borçluların; a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları, “gerektiği hüküm altına alınmış, anılan Kanunun 168. maddesinin 1. fıkrası ile de Bakanlar Kuruluna başvuru süresini 1 ay uzatma yetkisi verilmiştir. 30 Nisan 2011 tarihli ve 27920 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/1713 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de, 6111 sayılı Kanun"da yer alan başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri 1 ay uzatılmış olup, bu hali ile anılan yasal düzenleme çerçevesinde ilgili idareye son başvuru süresi 31.05.2011 tarihi olarak belirlenmiştir.
Eldeki dava dosyasına konu olayda, prim borçlarının yapılandırılması için süresi içinde davacı tarafından Kuruma başvuruda bulunulmadığı, eldeki davanın 10.06.2011 tarihinde açıldığı ve Kurumun da davacının anılan talebi yönünden yargılama aşamasında bir işleminin bulunmadığı gözetildiğinde, prim borçlarının 6111 sayılı Kanuna tabi yapılandırma hakkının tespitine yönelik talep yönünden davanın konusuz kaldığından bahsedilemez.
Hal böyle olunca, prim borçlarının 6111 sayılı Kanuna tabi yapılandırma hakkının tespitine yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine yönelik talebin ise, 2926 sayılı Kanunun 2. maddesindeki aile reisliği kavramının 01.08.2003 tarihi itibariyle kaldırılması ve dava açıldıktan sonra, 26.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6270 sayılı Kanunun 13. maddesi ile anılan değişikliğin 02.08.2003 tarihi öncesine yönelikte uygulanabilirliğinin öngörülmesi nedeni ile eldeki davanın konusuz kaldığının anlaşılması karşısında, yargılama sonunda davalı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelendirilip vekil ile temsil olunan davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideriyle sorumlu tutulması ,usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. paragrafının silinerek, yerine “davanın, tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine yönelik talep yönünden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, prim borçlarının 6111 sayılı Kanuna tabi yapılandırma hakkının tespitine yönelik talep yönünden reddine,” sözcüklerinin yazılmasına, 2. bendin silinerek, yerine “2-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına, 3. bendin silinerek, yerine “3-Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine yönelik talebin Kanun değişikliği gereği konusuz kaldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı Kurum davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden ret edilen talep ve Avukatlık Asgari ücret tarifesi gözetilerek 1.320,00 TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.