16. Hukuk Dairesi 2020/785 E. , 2020/2778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine, davalılar adına kayıtlı tapu kayıtlarının hukuki dayanağı olmadan miktarlarının arttırılmak suretiyle intikal gördüğünü, fazla yazılan kayıt miktar fazlasının Hazineye ait olduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., bir kısım tapu kayıtlarının kayıt miktar fazlası bölümü üzerinde satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı Hazine ile asli müdahil ..."in davasının ayrı ayrı reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili, müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu tapu kayıt miktar fazlalığı üzerinde Kadastro Kanunu"nun 14. maddesine göre davalılar lehine aynı kadastro çalışma alanı içerisinde zilyetlik şartları haiz olduğu takdirde zilyetlikten 100 dönüme kadar senetsiz ve belgesizden yer edinebilme durumu göz önüne alındığında davalılar adına senetsizden kayıt miktarının 100 dönümü geçmediği, davalıların dava konusu yerleri kadimden beri kullandıkları gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Dairemizin 20.03.2019 tarihli geri çevirme kararı sonucunda dosyaya getirilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ... İlçesi, ... Mahallesinde kadastro çalışmalarının devam ettiği, ... Mahallesi’nin kadastro çalışmalarının ise 19.09.1978 tarihinde tamamlandığı bildirilmiştir. Öte yandan dosya kapsamında bulunan fen bilirkişi tarafından hazırlanan 20.03.2015 tarihli raporda tapu kayıtlarının kapsamlarının ... Mahallesi, ... ve ... Mahallesi kadastro çalışma alanında bulunduğu belirtilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesinde "Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine re"sen devrolunur." denilmektedir. Ne var ki; mahkemece davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamları kesin olarak belirlenmemiş, tapu kayıtları kapsamında kalan bölümlerin bulunduğu mahalde kadastro çalışmasının yapılıp yapılmadığı ya da kadastro çalışması yapılan bölümde kalıp kalmadığı, yapılmış ise taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği, bunun sonucunda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesine göre aktarılması gereken bir dava bulunup bulunmadığı, dolayısı ile mahkemenin görevli olup olmadığı üzerinde durulmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için davalı tarafın tutunduğu 07.08.1980 tarih ve 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 sıra numaralı tapu kayıtları tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip, dosyaya konulmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde keşif yapılarak, davalı tarafın tutunduğu 07.08.1980 tarih ve 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 sıra numaralı tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavüllerinde belirtilen mevki ve sınırları okunup yerel bilirkişilerden zeminde göstermeleri istenmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kayıtlarının tesisi, intikali ve hudutların arz ettiği özellikler hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tapu kayıtlarının kapsamlarının kısmen veya tamamen tutanak düzenlenen yerlerden olup olmadığı, tutanak düzenlenen yerlerden ise hangi taşınmaz kapsamında kaldığı belirlenmeli, bundan sonra davacının dava konusu ettiği yer hakkında kadastro tutanağı düzenlendiğinin belirlenmesi halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 27. maddesi gereğince görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, davacının dava konusu ettiği yerin tutanak düzenlenmeyen yerde kaldığının belirlenmesi halinde ise işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile mahkemenin görevli olup olmadığı hususu net olarak belirlenmeksizin hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden müdahil ..."e iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.