4. Ceza Dairesi 2017/17290 E. , 2017/17332 K.
"İçtihat Metni"Görevliye hakaret, görevi yaptırmamak için direnme ve mala zarar verme suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Erbaa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.06.2009 gün ve 2006/404 esas, 2009/197 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 04.02.2013 gün ve 2012/6687 esas, 2013/2864 sayılı kararıyla;
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, mala zarar verme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygur olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Ancak,
Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uygulanmamış ve görevi yaptırmamak için direnme suçu birden fazla polis memuruna karşı işlendiği halde aynı Kanunun 43. maddesi gereğince artırım yapılmamış ise de karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Sanığın TCK"nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ..."un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılığın, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, "TCK"nın 53/l-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesi" biçiminde DÜZELTİLMESİNE başkaca yönleri Yasa"ya uygun bulunan hükümlerin bu bağlamda ONANMASINA karar verilmiştir.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.03.2017 tarih ve 2016/344471 sayılı yazısında;
I-İTİRAZ NEDENLERİ
1-Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçlarından kurulan hükümlerle ilgili olarak; hakaret eylemlerini tek suç işleme iradesinin icrası kapsamında gerçekleştirdiği, eylemlerin arasında kesinti olmadan devam ettiği, bu nedenle eylemlerin tek suç oluşturması gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, TCK"nın 125/3a maddesi uyarınca tayin edilecek cezanın TCK"nın 43/2 ve 43/1. maddeleri ile artırılması suretiyle hüküm kurulması yerine kamu görevlisine hakaret suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması,
2-Sanık hakkında Cumhuriyet savcısına hakaret suçundan kurulan hükümle ilgili olarak; TCK"nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunmasının yeterli olmadığı, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılayabilme olasılığının bulunması ile herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmektedir. Sanığın suçu nezarethanede işlediğinin kabulü nedeniyle, hakaret eyleminin gerçekleştiği yer olan nezarethanenin herkesin rahatça girebileceği aleni bir yer olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, TCK"nın 125/4. maddesi uyarınca artırım yapılmaması gerektiği halde anılan madde ile artırım yapılarak fazla ceza tayini,
Hususları usul ve yasaya aykırı olduğundan sanık lehine itiraz yoluna başvurulmuştur.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Erbaa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2016 tarihli ve 2009/197 sayılı kararının kamu görevlisine hakaret suçlarına dair hükümlerine ilişkin Yüksek Dairenizin 04/02/2013 tarihli ve 2012/6687 E. 2013/2864 K. sayılı ilamının düzeltilmesi, belirtilen nedenler gözetilerek yerel Mahkemenin kamu görevlisine hakaret suçlarına dair hükümlerinin bozulması, itirazın yerinde görülmemesi halinde dosyanın görüşülmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesi itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, görevliye hakaret suçlarından sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının düzeltilerek onanmasına dair, Dairemizin 04.02.2013 tarihli kararına ilişkindir.
III-KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 04.02.2013 gün ve 2012/6687 esas, 2013/2864 karar sayılı, sanık ... hakkında görevliye hakaret suçlarından verilen hükümlerin düzeltilerek onanmasına dair kararın KALDIRILMASINA, diğer hükümlere ilişkin kısımların olduğu gibi bırakılmasına,
Erbaa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.06.2009 gün ve 2006/404 esas, 2009/197 karar sayılı hükmün sanık ... hakkında görevliye hakaret suçlarına ilişkin hükümler yönünden yeniden incelenmesi sonucu:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Bir olayın şüphelisi olarak hakkında işlem yapılmak üzere karakola getirilen sanığın, ifade alma odasında görevli polis memurlarına küfürler ettiği, taşkınlık yapması üzerine nezarethaneye götürüldüğü sırada da polislere hakeret içerikli sözler söylemeyi sürdürdüğü, nezarethaneye girmemek için direndiği, görevli polislerin, nöbetçi Cumhuriyet Savcısının talimatı ile kendisini nezarethaneye aldıklarını söylemeleri üzerine, bu kez Cumhuriyet Savcısına da yokluğunda sinkaflı sözlerle hakaret ettiği olayda; önce ifade alma odasında ardından nezarethaneye götürüldüğü sırada polis memurlarına, sonrasında nezarethaneye konulduktan sonra Cumhuriyet Savcısına hakaret etme eylemlerinin aynı olay bütünlüğü içinde aynı sebepten dolayı ve araya kesinti girmeden peşpeşe olacak şekilde birden fazla mağdura karşı gerçekleştirmesi karşısında, TCK"nın 125/3-a maddesi uyarınca belirlenecek cezanın aynı Kanunun 43/2. maddesi yollamasıyla 43/1.madesi ile arttırılması suretiyle hüküm kurulması yerine, polis memurlarına ve Cumhuriyet Savcısına hakaret eylemlerinden ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi,
2-İfade alma odası ve nezarethanede gerçekleştiği kabul edilen eylemlerde hakaret suçunun "aleniyet" ögesinin ne şekilde oluştuğu açıklanıp tartışılmadan TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanması,
3-Sanığın TCK"nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
4-Anayasa Mahkemesinin hükümlerden sonra 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1)numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden itiraz yazısına uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.