4. Ceza Dairesi 2017/17928 E. , 2017/17329 K.
"İçtihat Metni"Basit yaralama, hakaret, tehdit, şantaj ve mala zarar verme suçlarından müşteki şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23/12/2016 tarihli ve 2016/155185 soruşturma, 2016/48175 esas, 2016/40532 sayılı iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 174/1-c. maddesi gereğince iadesine dair, İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2016 tarihli ve 2016/521 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, mercii İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2016 tarihli ve 2016/1686 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.05.2017 gün ve 27341 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, mahkemece uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun şekilde yapılmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/3. maddesindeki "...Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, şüphelilerin üzerlerine atılı şantaj ve tehdit suçlarının uzaşmaya tabi olmadığı gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit yaralama, hakaret, tehdit, şantaj ve mala zarar verme suçlarından müşteki şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23/12 /2016 tarihli iddianamenin, İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince usulüne uygun uzlaşma yapılmadığı gerekçesiyle iadesine karar verildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararına itirazı üzerine, itirazı inceleyen İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine karar verilmesi üzerine, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Basit yaralama, hakaret, tehdit ve mala zarar suçlarından kamu davası açılan müşteki şüpheli ... ile mala zarar verme ve şantaj suçlarından kamu davası açılan müşteki şüpheli ... hakkında uzlaşma prosedürünün uygulanmamasının, iddianamenin iadesi sebebi olup olmayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik “Uzlaşma” başlıklı 253. maddesinde
“(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.” hükümlerine yer verilmiştir.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkırılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz"şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Yine aynı maddenin 4, 24 ve 25. maddelerinde "uzlaştırma bürosuna "ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.
CMK"nın 174/1-c bendinde, önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verileceği belirtilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; suç tarihinde, müşteki şüpheli ..."nın, müşteki şüpheli ..."ü, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı, aynı zamanda mağdureye hakaret ederek, ölümle tehdit ettiği ve cep telefonunu yer atıp kırarak mala zarar verme eylemlerini gerçekleştirdiği, müşteki şüpheli Müteber"in ise ..."ya yönelik şantaj ve mala zarar verme eylemlerine birlikte gerçekleştirdiği iddiasıyla kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
A-Şüpheli ... yönünden yapılan değerlendirmede,
Müşteki şüpheliler 24.10.2016 ve 31.10.2016 tarihli kollukta alınan ifadelerinde uzlaşmak istemediklerin belirtmişlerdir.Bu ifadelerin alındığı tarihte şüpheli Barış yönünden hernekadar basit yaralama ve hakaret suçları uzlaştırma kapsamında ise de, mala zarar verme ve tehdit eylemleri yönünden CMK"nın 253/3. maddesi gereğince uzlaşmaya engel bulunmaktadır. Şüpheli Müteber yönünden ise, şantaj ve mala zarar verme suçları uzlaşma kapsamı dışında bulunmaktadır.
Ancak iddianamenin düzenlendiği 23.12.2016 tarihinde 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkra yürürlüktedir. Anılan yasa değişikliği ile tehdit (madde 106, birinci fıkra) ve mala zarar verme suçları (6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle CMK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin madde metninden çıkırılması nedeniyle) uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Bu durumda şüpheli ..."ya yükletilen tüm suçlar iddianamenin düzenlendiğ tarihte uzlaştırma kapsamında yer almaktadır. Şüpheli, Yasa değişikliği öncesi kolluk ifadesinde uzlaşmak istemediğini beyan etmiş ise de, CMK"nın 253/3. maddesindeki engel nedeniyle zaten o tarihte uzlaşma imkanı bulunmadığından kolluktaki uzlaşmak istemediğine ilişkin irade açıklamasının huhuksal değeri bulunmamaktadır. Ayrıca 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme yapılması karşısında, 5237 sayılı Kanun"un 2 ve 7. maddeleri gözetilerek, uzlaşma girişiminde bulunulup sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, şüpheli ... yönünden yasal yönteme uygun olarak uzlaştırma girişiminde bulunulması ve sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken bu işlemler yapılmadan kamu davası açılması nedenine dayanan iddianamenen iadesi kararı ve bu karara karşı yapılan itiraz sonucu verilen itirazın reddine dair karar da hukuka uygun bulunmuştur.
B- Şüpheli ... yönünden yapılan değerlendirmede; adı geçene yükletilen mala zarar verme suçu yasa değişikliği ile uzlaşma kapsamına alınmış ise de, CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasının ikinci cümlesindeki "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz"hükmü karşısında, şüphelinin uzlaşma kapsamında bulunmayan şantaj eylemini uzlaşma kapsamına alınan mala zarar verme eylemi ile birlikte gerçekleştirdiğinin iddia edilemesi nedeniyle mala zarar verme suçu yönünden de uzlaşma olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle iddianame tarihinde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, müşteki şüpheli ... yönünüden iddianemenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddine dair karar yerinde görülmemiştir. Ancak, müşteki şüphelilerin karşılıklı olarak atılı suçları işlediklerinin iddia edilmesi karşısında, bağlantı nedeniyle usul ekonomisi açısından davaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle şüpheli ... yönünden başkaca iade sebepleri yoksa iddianemenin kabul edilerek dava açılması, diğer müşteki şüpheli yönünden ise iade gerekçesindeki eksiklik tamamlandıktan sonra uzlaşma girişiminin olumlu sonuçlanmaması nedeniyle açılacak davanın diğer davayla birleştirilerek görülmesi gerekmetedir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Adalet Bakanlığnıın isteği üzerineYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden,
1-İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2016 tarihli ve 2016/1686 değişik iş sayılı kararı şüpheli ... yönünden usul ve yasaya uygun bulunduğundan CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2016 tarihli ve 2016/1686 değişik iş sayılı kararı, şüpheli ... yönünden usul ve yasaya uygun bulunmadığından 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.