Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2503
Karar No: 2017/2194
Karar Tarihi: 23.05.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2503 Esas 2017/2194 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı iş yüklenici, davalı ise iş sahibi olup, iş sözleşmesi gereği yapılması gereken işler tamamlanmasına karşın sözleşme bedelinin ödenmediği iddia edilmiştir. Davacı alacak talebinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkâr tazminatı talebinin de reddi gerektiği hususunu gözden kaçırmadan, mahallinde keşif yapılmak suretiyle sözleşmedeki tüm imalâta göre fiziki oran hesaplatarak yüklenici alacağını bulmak, sözleşme dışı yapılan işler için ise yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre ilave iş bedellerini belirlemek, piyasa rayiç fiyatlarında KDV ekli bulunduğundan yeniden KDV eklememek, toplam iş bedeli bulduktan sonra kanıtlanan ödemeleri mahsup etmek gerektiği belirtilmiştir. Kararın gerekçesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olan sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olup, yüklenici alacağının götürü bedelde, sözleşme gereğince yapılması gereken imalâta göre gerçekleşen imalâtın fiziki oranının uygulanması suretiyle bulunması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca, mahkeme, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde
15. Hukuk Dairesi         2016/2503 E.  ,  2017/2194 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili talebi ile yapılan icra takibine itirazın iptâli talebinden ibarettir. Davacı şirket yüklenici, davalılar ise iş sahibidir. Davacı yüklenici şirket vekili; davacı şirket ile davalılar arasında 31.07.2013 tarihinde imzalanan inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici şirketin imalâtlara başladığını ve tamamlama aşamasına getirdiğini, ilave olarak davalıların talebi üzerine ek imalâtları da yaptığını, buna karşın sözleşme bedelinin hiç ödenmediğini, ödeme taleplerinin yerine gelmemesi üzerine sözleşmenin 4. maddesine istinaden işi durdurduğunu, bunun üzerine davalıların davacının rızası olmaksızın inşaat mahallinde kalan malzemeleri kullanarak işi davacının kendi işçilerine tamamlattıklarını, sadece işçilerin parasını ödediklerini, ek imalâtlar hariç işin ederinin KDV hariç 80.000,00 TL olduğunu, parasını alamayan davacının Ankara 6. Noterliği"nin 28.11.2013 tarih ve 21159 yevmiye nolu ihtarnamesi ile alacağını talep ettiğini, ihtarnamenin de sonuçsuz kalması üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 30.171,00 TL"lik kısmi alacak için Ankara 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/6931 nolu dosyasından takibe geçildiğini, takibe itiraz edilerek durdurulduğunu, bu nedenle itirazın iptâli, ihtar tarihinden geçerli olmak üzere ticari faiz uygulanması ile %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalılar vekili; davacının tüzel kişiliği haiz müvekkillerinin ise tacir olduğundan bahisle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, icra takibine ilişkin dosyada vekaletin bulunması itirazın iptâli davasında da vekil olacağı anlamına gelmediğinden dava dilekçesinin pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, iki sayfa olarak düzenlenen sözleşmenin ilk sayfasında tarafların imzalarının olması gerekirken bulunmadığını, sözleşmenin orjinalinde peşinat olarak 40.000,00 TL"nin iş sahibi tarafından sözleşme düzenlenirken davacıya ödendiğini, davacının işe doğru düzgün başlamadığını, yeni bir firma ile anlaşma yapmaya vakit olmadığından davalıların işçilerle birlikte gece gündüz çalıştıklarını, davacının sözleşme gereği yapması gereken işi yapmamasından dolayı ek imalât konusunda mutabakata varılmadığını, davacının taahhüt
    ettiği işlerden hiçbirini ya hiç yapmadığını ya da gereği gibi ifa etmediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı yüklenici şirket vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Ankara 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/6931 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 30.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 01.04.20014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 08.04.2014 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
    Taraflar arasında 31.07.2013 tarihli “İnşaat sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş bedelinin tamamen ödenip ödenmediği ve ilave işler yapılıp yapılmadığı ve ilave işler yapılmış ise bedelinin ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, imzalandığı tarihide yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
    Taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinde, iş bedeli 80.000,00 TL olarak kararlaştırılmış olmakla niteliği itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 480. ve devamı maddelerinde düzenlenen götürü bedelli sözleşmedir. Buna göre davacı yüklenici kararlaştırılan bu bedelle sözleşmede yer alan üstlendiği işleri yapmak, davalı iş sahibi de iş bedelini ödemek durumundadır. Götürü bedelli sözleşmelerde yüklenici alacağı, götürü bedelde, sözleşme gereğince yapılması gereken imalâta göre gerçekleşen imalâtın fiziki oranının uygulanması suretiyle bulunmalıdır. Davacı yüklenici işi tamamlayarak teslim ettiğini ve iş bedelinin ödenmediğini, ayrıca ilave işler yaptığını ve bu işlerinde bedellerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı iş sahibi ise işin gereği gibi ifa edilmediğini savunmuştur. Mahkemece davacının bu talepleri yönünden gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan mahallinde keşif gerçekleştirilip bilirkişi raporu alınmaksızın sadece dosya üzerinden hukukçu bilirkişi raporu alınmış olup, söz konusu rapor hükme esas alınmaksızın davacının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hakim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hakim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur (HMK m. 288/I). Keşif kararı, mahkemece sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya re"sen alınır (HMK m. 288/2). Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK m. 266/1) denilmiştir.
    O halde; mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle konusunda uzman teknik bilirkişiden 6100 sayılı HMK"nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca Yargıtay

    denetimine elverişli rapor alınarak sözleşmedeki tüm imalâta göre davalı yüklenicinin yaptığı imalâtın fiziki oranını hesaplatmak, bu oran götürü bedele uygulanmak suretiyle yüklenici alacağını bulmak, sözleşme dışı yapılan işler için ise yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre ilave iş bedellerini belirlemek, piyasa rayiç fiyatlarında KDV ekli bulunduğundan yeniden KDV eklememek, toplam iş bedeli bulduktan sonra kanıtlanan ödemeleri mahsup etmek, davacının alacak talebinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkâr tazminatı talebinin de reddi gerektiği hususunu gözden kaçırmadan, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen hukuki değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi