9. Hukuk Dairesi 2011/10771 E. , 2013/15257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti ile yüzde beş fazlaya dair alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, davalı işverenin ... TV işyerinde 09.05.2007 – 14.05.2008 tarihleri arasında muhabir olarak görev yaptığını, tüm çalışma süresi boyunca fazla çalışma yaptırıldığını, ancak ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma ücreti, fazla çalışma ücreti günlük %5 fazlası, resmi tatil ücreti, resmi tatil ücreti günlük %5 fazlası alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı işveren, davacının işçilik alacakları dahil tüm dahil ve alacaklarının ödendiğini, 5953 Sayılı Kanun Kapsamında değil, 4857 Sayılı Kanun kapsamında çalıştığını savunarak, davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
Mahkemece, Radyo ve TV kuruluşlarının haberle ilgili birimlerinde çalışanların tümünün 5953 Sayılı Kanun Kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, sadece fikir ve sanat işlerinde çalışanların bu kanun kapsamında çalıştıklarının kabulü gerektiği, davacının davalı TV nin haber biriminde çalışmasına rağmen, yaptığı işin fikir ve sanat işi olmadığı, basın kartı bulunmadığı, 4857 sayılı Kanun Kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği belirtilerek işçilik alacaklarının 4857 İş Kanunu’na göre hesaplandığı seçenek hükme esas alınmıştır.
Kararı yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamında gazeteci olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı Yasanın 1 inci maddesinde, “Bu Kanun hükümleri Türkiye"de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki işçi tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanır. Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir” şeklinde kurala yer verilerek Kanunun kapsamı ve gazeteci tanımı ortaya konulmuştur. Buna göre Kanunun kapsamında kalan işyerleri Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajansları olarak sıralanabilir. Kanunda bahsi geçen “gazete” ve “mevkute” gibi kavramların nesne anlamında olmadığı günlük gazete ya da daha uzun dönemsel yayınların basıldığı yer olan işletmenin anlaşılması gerektiği açıktır. Bununla birlikte gazete ve dönemsel yayının Türkiye’de yayınlanması bir başka zorunluluktur. Bahsi geçen dört tür işyerinde fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar, Kanunda gazeteci olarak adlandırılmıştır.
Günlük veya çok kısa aralıklarla yayınlanan, günlük haber ileten, nispeten büyük boyutta basılı eser olarak tanımlanabilen gazetenin umuma hitap etmesi ve devamlılık göstermesi gerekir. Gazetenin yayınlanması bir başka anlatımla basılıp çoğaltılması gerekirse de, günümüzde teknoloji ve iletişimin geldiği nokta itibarıyla, gazetenin nesne olarak basımı ve dağıtımı bir zorunluluk değildir. Gazetenin elektronik ortamda, umuma açık olarak yayınlanması ve okuyucunun yararlanmasına sunulması da mümkündür. Dairemizce elektronik gazetelerin yayın koordinatörlüğünü yapan çalışanın, 5953 sayılı Yasa kapsamında gazeteci olduğu kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD. 17.4.2007 gün 2006/33909 E, 2007/11104 K.).
Fikir ve sanat işinde çalışma ölçütü, gazetecilik mesleğinin yerine getirilmesine dair ve doğrudan doğruya söz konusu alanlarda çalışmayı ifade eder. Buna göre, yazar, muhabir, redaktör, düzeltmen, çevirmen, fotoğrafçı, kameraman, ressam, karikatürist gibi çalışanlar gazetecilik mesleği ile doğrudan doğruya ilgili olup, gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Ancak aynı tür işyerlerinde teknik sorumlu, şoför, sekreter, muhasebe elemanı, satış ve pazarlama gibi işlerde çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilemezler.
Öte yandan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 38 inci maddesinde, özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanların da 5953 sayılı Kanunun kapsamında olduğunu açıklanmıştır. Özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanlar yönünden fikir ve sanat işi yapma koşulu söz konusu değildir. Ancak haberle ilgili birimde çalışma kavramı, haberin oluşumuna doğrudan katkı sağlama olarak değerlendirilmelidir. Buna göre haber müdürü, muhabir, foto muhabiri, spiker, haber kameramanı gibi çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, uplink görevlisi, şoför, diğer teknik ve idari personelin, haberin oluşumuna doğrudan katkıları olmadığından gazeteci kavramına dahil değildirler.
Somut olayda davacının davalı özel televizyon kanalında muhabir olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Haberin oluşumuna doğrudan katkı yapan davacının çalışmaları Basın İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir. Yukarıda yazılı ilke kararında da açıklandığı üzere fikir ve sanat işinde çalışma koşulu 5953 sayılı Yasanın 1. maddesi kapsamındaki işyerleri bakımından geçerlidir. Davacının sarı basın kartı sahibi olmaması da tabi olduğu yasanın belirlenmesi noktasında önemsizdir. Böyle olunca davaya konu işçilik alacakları bakımından raporun birinci seçeneği mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir. Davacının çalışmaları 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilerek ve ilgili seçeneğin kabulü hatalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.