11. Ceza Dairesi 2017/16668 E. , 2020/6897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) 2007 takvim yılında Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesi:
Sanığa yüklenen “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe 31.12.2007 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
B) 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekili ve sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesi:
1- 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davalarında; sanığın savunması da dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından,
a) Suçlara konu faturaların asıllarının, faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın yetkilisi olduğu Sembol İletişim Ltd. Şti.nin bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilmesi, sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
2-Kabule göre de;
a) Sanık hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında, sanığın sahte belge kullanma fiili nedeniyle cezalandırılmasının talep edildiği, birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeden, hükmün gerekçesinde “atılı suçun aynen iddianamede anlatılan ve esas hakkındaki mütalaada anlatılan şekilde sübuta erdiği” kabul edilip, hangi suçtan hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçundan hüküm kurulmak suretiyle hükmün karıştırılması,
b) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK‟nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.