Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda sonuç olarak, maluliyet konusunda çelişkiler giderildikten sonra, “davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı yasanın 26. maddesi nazarında, davacının belirtilen şartlara haiz olup olmadığı ile özellikle bakıma muhtaç bulunup bulunmadığı yönündeki hususa dikkat edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.” hususları belirtilmiş, bozma sonrası, davacının maluliyet başlangıcının 05.03.2010 tarihi olduğu, bakıma muhtaç olmadığı Adli Tıp İkinci Üst Kurulu raporuyla sabit olup, mahkemece, davacının 10 yıldan fazla sigortalılık süresinin olduğu ile 1800 günün üzerinde sigortalı gününün bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Davanın yasal dayanaklarından 5510 sayılı Yasa’nın 26. Maddesi “En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması” hükmüne amir olup, bakıma muhtaç hali bulunmayan davacıya maluliyet aylığı bağlanması için 10 yıl sigortalılık süresi ve 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekmektedir. 31.08.2006-12.07.2010 tarihleri arası 1833 gün prim ödemesi bulunan davacının askerlik borçlanmasına göre sigortalılık başlangıcının 15.11.2004 olduğu anlaşılmakla, her ne kadar 1800 gün prim ödeme şartı yerine gelmiş ise de, 10 yıllık sigortalılık süresinin 15.11.2014 tarihinde dolduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.