16. Hukuk Dairesi 2020/578 E. , 2020/2774 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 101 ada 55 parsel sayılı 10.169,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 101 ada 55 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile; taşınmazın 1/2 hissesi 8 pay kabul edilerek 2 payın davacı ..., 3 payın ..., 3 payın ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geri kalan 1/2 hissesinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kök muris Hüseyin Karabulut"dan intikal ettiği, davacıların babası ... ile kardeşi davalı ..."in taksimi sonucu temyiz konusu yapılmayan dava konusu taşınmazlardan 105 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalıya, dava dışı 105 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi ... isabet ettiği, temyize konu 101 ada 55 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili ise taksime ilişkin bir delil ve beyan dosyada bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, çekişmeli taşınmazın müşterek murisleri ... ’tan intikal ettiği iddiasına dayanarak dava açmışlar, davalı taraf ise çekişmeli taşınmazın müşterek muris Hüseyin’den intikal ettiğini, mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu adına tespit edilen taşınmazın kendilerinin miras payına isabet ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Taşınmazın kadastro tespitinin de irsen intikal ve taksime dayalı olarak davalı ... adına yapıldığı anlaşılmaktadır. Şu halde, taşınmazın, tarafların müşterek murisleri Hüseyin’in kaldığı tarafların kabulünde olup uyuşmazlık, terekesinin, murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği, geçerli bir taksim mevcut ise temyize konu taşınmazın taksimen kime düştüğü noktasında toplanmaktadır. Ne var ki, bu husustaki araştırma ve inceleme yetersiz olup keşifte dinlenen yerel bilirkişisi ve tanık beyanları da son derece soyut ve yetersizdir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, kök muris Hüseyin"ın ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmazlar belirlenerek, bu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve kadastro tespitleri kesinleşmiş ise, kadastro sonucu oluşan tapu kayıt örnekleri getirtilmek suretiyle dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, kök murisin terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise her bir mirasçının miras payı olarak ne olduğu, temyiz konusu taşınmazın davalının miras payına isabet edip etmediği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kadastro tespitleri kesinleşmiş ise, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir rapor alınmalıdır. Taşınmazların taksime konu edilmediğinin anlaşılması halinde elbirliği mülkiyetinde mirasçılar arasında zilyetlik hükümleri işlemeyeceğine göre, taşınmazda zilyet olan mirasçının zilyetliğinin tereke adına sürdürüldüğünün kabulü gerekeceği göz önüne alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.