Sanık A.G.."in ruhsatsız silah taşımak suçundan 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca iki yıl hapis ve 450 Lira adli para, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan da TCK"nun 170/1-c, 53/1-3, 54/4 ve 63. maddeleri uyarınca iki yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.11.2008 gün ve 479-686 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 09.02.2011 gün ve 7266-918 sayı ile;
"Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
1- Daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmediği anlaşılan sanığın suç işlendikten sonra, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık irdelenmeden, yeterli ve yasal olmayan gerekçeyle TCK"nun 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- TCK"nun 53/1. maddesinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, bu yoksunluğun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine, diğer hakları yönünden ise hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi ise 19.04.2011 gün ve 200-206 sayı ile;
"Türk Ceza Kanununun 51/1. maddesinde; "erteleme kararı verilebilmesi için kişinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısı ile tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir" hükmünün bulunduğu ve mahkememizce dosya kapsamı nazara alınarak, bu kanaatin oluşmadığı sonucuna varıldığı; TCK"nun 53. maddesi açısından ise bozma ilamının ikinci bendinde belirtilen şekilde, aynı hususların karara yazıldığı anlaşılmıştır" şeklindeki gerekçeyle direnerek, ilk hükümdeki gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2012 gün ve 275485 sayılı "onama" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın ruhsatsız silah taşımak ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçlarından cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; sanık hakkında TCK"nun 51/1. maddesinin uygulanmama gerekçesinin yasal, yeterli ve dosya içeriğine uygun olup olmadığı ile aynı Kanunun 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilirken kanuna aykırı uygulama yapılıp yapılmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, yerel mahkeme direnme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmiştir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye ya da toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Özel Dairece hüküm; "daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmediği anlaşılan sanığın suç işledikten sonra ve yargılama sürecindeki pişmanlığı irdelenmeden, yeterli ve yasal olmayan gerekçeyle TCK"nun 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi ve anılan Kanunun 53/1. maddesinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; bu yoksunluğun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine, diğer haklar yönünden ise hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" gerektiğinden bahisle bozulduktan sonra, yerel mahkemece ilk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu görülmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.04.2011 gün ve 200-206 sayılı karar, eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.03.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.