Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1630
Karar No: 2018/1186
Karar Tarihi: 13.06.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1630 Esas 2018/1186 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1630 E.  ,  2018/1186 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul (Kapatılan) 28. Asliye Ticaret Mahkemesince “davalı ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle bu davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka yönünden ise davanın reddine” dair verilen 25.05.2012 gün ve 2011/31 E.-2012/131 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29.04.2013 gün ve 2013/2307 E., 2013/7778 K. sayılı kararı ile;
    "...Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu 25.000-TL bedelli çeki davalılardan ...Ahşap San. ve Dış Tic. Ltd. Şti."ye alacağı mal karşılığı avans olarak verdiğini, ancak anılan davalı şirketin malı teslim etmediği gibi avans çekini iade de etmediğini, çekin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin davalı ...Ahşap...Ltd. Şti."ye hiçbir borcu bulunmadığını, ayrıca dava konusu çekin iki ayrı sebepten çek olma niteliğini yitirdiğini, zira 20/04/2006 olarak keşide edilen çekin tarihinde tahrifat yapılarak 20/08/2006 olarak değiştirildiğini ve paraflandığını, buna bağlı olarak gerçek tarihi 20/04/2006 olan çekin ibraz süresinin geçtiğini,bu sebeple bedelsizlik def"ilerinin Tekfenbank A.Ş."ye karşı da ileri sürülebileceğini belirterek söz konusu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkili aleyhinde takip yapılması halinde halinde % 40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı banka vekili; davalı ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti"ye genel kredi sözleşmelerine istinaden kredi kullandırıldığını, kredi lehtarı şirketin bankadan kullandığı krediler nedeni ile davacı tarafından keşide edilen dava konusu çeki devir cirosu ile müvekkili bankaya devir ve temlik ettiğini, müvekkili tarafından, dava konusu çek bedelinin tahsili için icra takibi başlatıldığını, keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği iç ilişkiden kaynaklanan def"ileri iyi niyetli hamil konumunda olan müvekkili bankaya karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, davacının %40"dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti."ye Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligat yapılmış, davalı şirket kendisini duruşmalarda temsil ettirmediği gibi herhangi bir cevap da vermemiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalılardan ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki nedeni ile avans olarak verilen çek karşılığında davalı şirket tarafından mal teslimi yapılmayarak üzerine düşen edimin yerine getirilmediği, çekin bu davalı yönünden bedelsiz kaldığı, ancak davalı bankanın dava konusu çekin iyi niyetli hamili konumunda olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığı, davacı ile davalı şirket arasındaki şahsi def"ilerin davalı bankaya ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davalı ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle bu davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava zamanaşımına uğramış çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu çek davalıya ciro yoluyla geçmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde uyuşmazlığın TTK"nın 644. maddesi hükmü çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden somut olay bakımından nitelendirme ve değerlendirmede yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin dava konusu çeki davalılardan ...Ahşap San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’den alacağı mal karşılığı avans olarak verdiğini, mal teslim edilmediği gibi bedelsiz kalan çekin de iade edilmediğini, keşide tarihinin tahrif edilmiş olması ve gerçek tarihe uygun ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmemesi nedeni ile çek vasfını yitirdiğini, bu nedenle bedelsizlik definin kendisine tahsil cirosu ile devredilen davalı bankaya karşı da ileri sürülebileceğini belirterek müvekkilinin dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve aleyhe icra takibi yapılması halinde %40’dan aşağı olmamak üzere hükmedilecek kötü niyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili davalı ...Ahşap San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye kullandırılan krediler nedeni ile davacı tarafından keşide edilen dava konusu çekin davalı bankaya temlik cirosu ile devredildiğini, dava konusu çek bedelinin tahsili amacıyla icra takibine girişildiğini, keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği, iç ilişkiden kaynaklanan defileri iyi niyetli hamil konumunda olan bankaya karşı ileri süremeyeceğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ...Ahşap San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece davacı ile davalılardan ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki nedeni ile avans olarak verilen çek karşılığında davalı şirket tarafından mal teslimi yapılmayarak üzerine düşen edimin yerine getirilmediği, çekin bu davalı yönünden bedelsiz kaldığı, ancak davalı bankanın dava konusu çekin iyi niyetli hamili konumunda olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığı, davacı ile davalı şirket arasındaki şahsi defilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davalı ...Ahşap San. Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle bu davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece temel ilişkiye girilerek yapılan yargılamada bozma kararında açıklanan hususların uygulanma olanağı bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davacı Matsan Mobilya Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: Davacı ile davalı şirket arasındaki şahsi defilerin davalı bankaya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği ve uyuşmazlığın 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (eTTK) 644. maddesine göre çözümlenmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle uyuşmazlığa konu yasal düzenlemelerin özellikle de Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasının incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) “Sebepsiz İktisap” başlıklı 644. maddesi;
    “Keşideci ve poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, (Müruruzaman sebebiyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısiyle poliçeden doğan borçları düşmüş olsa bile) hamilin zararına ve sebepsiz olarak iktisab etmiş oldukları meblağ nispetinde ona karşı borçlu kalırlar.
    Sebepsiz mal edinmeye dayanan dava, muhataba ikametgâhlı bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve keşideci poliçeyi başka bir şahıs veya ticarethane hesabına çekmiş olduğu takdirde o kimseye veya ticarethaneye karşı dahi açılabilir.
    Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir dava açılamaz” hükmü yer almaktadır.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir.
    6762 sayılı Kanunun 708. maddesine göre:
    “Bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
    Ödeneceği memleketten başka bir memlekette keşide edilen çek, keşide yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.   
    Bu bakımdan, bir Avrupa memleketinde çekilip ve Akdeniz"de sahili bulunan bir memlekette ödenecek olan ve bilmukabele Akdeniz"de sahili olan bir memlekette çekilip bir Avrupa memleketinde ödenmesi lazım gelen çekler aynı kıtada keşide edilmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır.
    Yukarda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler.”
    Bilindiği gibi 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (eTTK) kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK 690, 730). Kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşmeye ilişkin özel düzenleme poliçe hükümleri arasındaki eTTK m.644"de yer almaktadır. Çek konusunda eTTK m. 730/I-14 hükmü, çekte sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olarak eTTK m.644"e yollama yapmaktadır. Bu açıdan, eTTK m. 644"ün, niteliği göz önünde bulundurulmak koşulu ile çeke de uygulanabilirliği konusunda bir tereddüt yoktur.
    Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkın, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü (eTTK m.642) veya zamanaşımına uğradığı (eTTK m.661) hâllerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle mal varlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hamile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır.
    Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, H.: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Cilt:VII, Atatürk Üniv. Huk. Fak. Dergisi Haziran-2003, s.589 vd.).
    eTTK m.644"e istinaden açılan davalarda ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir. Diğer bir deyişle keşideci, ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hamilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir. Ayrıca bu türden bir uyuşmazlıkta ileri tarihli çek keşide edilmesi de mümkün olup, bu husus, eTTK"nın 644. maddesine dayalı olarak açılan davanın dinlenmesine engel teşkil etmez.
    Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2015 gün ve 2013/19-1633 E., 2015/1086 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
    Bir çekin keşide tarihinin değiştirildiği iddiasında, ibraz süresi belirlenirken değişiklikten önceki keşide tarihi esas alınır.
    Eldeki davada davacı vekili 20.04.2006 tarihinde keşide edilen çekin keşide tarihinin sahte parafla 20.08.2006 olarak değiştirildiğini ve gerçek keşide tarihine göre de süresinde ibraz edilmediğini iddia etmiş, davalı banka vekili ise 22.08.2006 tarihinde tahsil amacıyla başvurulduğunda muhatap bankanın ibraz süresi geçmesi sebebiyle değil, davacı-keşidecinin 14/08/2006 tarihli ödemeden men talimatı bulunması sebebiyle ödeme talebinin yerine getirilmediğini belirtmiştir.
    Dosya kapsamından İstanbul 11. İcra Dairesinin 2006/11460 takip sayılı dosyasında davalı ...Ş. tarafından davacı şirket ve diğer davalı şirkete yönelik olarak içinde dava konusu çekin de yer aldığı iki adet çekten ötürü icra takibi başlatıldığı ve 04.10.2006 tarihli kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri (örnek: 10) düzenlendiği, davacı tarafça aleyhine yapılan icra takibi nedeni ile 25.12.2006 tarihinde açılan davada 25.000,00 TL bedelli çekin tahrifata uğradığı ve paraf olarak atılan imzanın sahte olduğunu belirterek takibin iptalinin talep edildiği, İstanbul 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 29.11.2007 gün ve 2006/1704 E., 2007/1070 K sayılı kararı ile takibe konu 20/08/2006 keşide tarihli 25.000 TL bedelli çek yönünden İİK’nın 170/a maddesi uyarınca davacı hakkındaki takibin iptaline dair kararın davalı banka vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.06.2008 gün ve 2008/9380 E., 2008/12609 K. sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan bilgiler ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde davacı keşidecinin, tahrif edilen ve süresinde ibraz edilmeyen çek nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak dava açtığı, süresinde ibraz edilmeyen çekin hamilinin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitireceği, davacı ile davalı banka arasında temel ilişki bulunmayıp davalı bankanın çeki diğer davalı şirketten ciro yolu ile devraldığı, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ispatı bakımından davacının davasında 6762 sayılı Kanun (eTTK)’nın 644. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve davacı keşidecinin bu çekten ötürü sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlamak zorunda olduğu, mahkemece bu yönler üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile temel ilişkiye girilerek yargılama yapıldığı belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu kabul edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında 6762 sayılı eTTK’nın 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasının kambiyo hukukuna özgü bir dava olduğu, dava dilekçesinde senedin bedelsiz kaldığı, tahrifat yapılan senedin gerçek keşide tarihine göre süresinde ibraz edilmediği ve davalı bankanın senedi tahsil cirosu ile devraldığı iddialarına dayanıldığı, eTTK 644. maddeye göre açılan sebepsiz zenginleşme davasının dinlenebilmesi için kambiyo senedi niteliğinin korunması gerektiği, dava konusun çekin tahrifat yapılmış olması ve süresinde de ibraz edilmemiş olması nedeniyle çek vasfını yitirdiğinden bu maddeye dayalı olarak dava açılamayacağı, mahkeme kararının doğru olduğu yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
    Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.06.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi