16. Hukuk Dairesi 2020/346 E. , 2020/2773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakıldıkları belirtildikten sonra Mahkemece dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce ne nitelikte kullanıldıklarının, üzerlerinde zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi için tespit dışı bırakılma tarihi olan 23.12.1967 tarihinden sonra dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait (1981-1986 yılları arası) iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları usulüne uygun bir biçimde yetkili mercilerden getirtilerek uzman bilirkişiler marifetiyle üzerinde inceleme yapılarak taşınmazların sınırlarının belirlenmesi ve ekilmeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılması, ayrıca taşınmazların sınırlarının ve üzerlerinde hangi tarihte zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulmaya başlandığının belirlenmesi, ayrıca komşu 798 ve 799 parsellere ait kadastro tutanakları ile varsa kadastro sırasında uygulanan dayanak tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek yerine uygulanması, taşınmazları gösterir fotoğrafların mahalline götürülecek bilirkişiler marifetiyle elde edildikten sonra hakim tasdikli olarak dosya arasına alınması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı Hazinenin davasının kısmen kabulüne, jeodezi ve fotogrametri Yüksek Mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlanan 22.11.2012 tarihli ek rapor ve eki haritada çekişmeli 1433, 1439 ve 1438 parsel sayılı taşınmazların (B) harfi ile gösterilen 349.390,412 metrekare yüzölçümündeki bölümün Hazine adına, davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne, 798 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 20.953,15 metrekare yüzölçümündeki, 1435 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 60.569,62 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin iptali ile ayrı ayrı davacı ... adına, davacı ..."ün davasının kısmen kabulüne, 1438 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 17.827,36 metrekare yüzölçümündeki, 799 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen 28.790,83 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin iptali ile davacı ... adına, davacı ..."ın davasının kısmen kabulune, 1433 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 16.554,21 metrekare yüzölçümündeki, 1433 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 29.696,16 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin davacı ... adına, davacı ..."ın davasının kısmen kabulune, 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 15.937,26 metrekare yüzölçümündeki, 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 3.974,57 metrekare yüzölçümündeki, 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 60.569,62 metrekare yüzölçümündeki ve 799 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen 10.718,70 metrekare yüzölçümündeki bölümün ayrı ayrı iptali ile davacı ... adına, tapuya tesciline, davacı ... ve ..."ın açmış olduğu davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Hazine temsicisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen hükmün, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli olması gerektiği gibi, çekişmeli taşınmazın geometrik şeklini değiştirir şekilde verilen hükümlerin fen bilirkişi raporuna dayanması ve bu rapor ile irtibatlandırılması da hükmün infazı açısından zorunludur. Ne var ki, mahkemece jeodezi ve fotogrametri yüksek mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlanan 22.11.2012 tarihli ek rapor ve eki haritada gösterilen 1433, 1439 ve 1438 parsel sayılı taşınmazların (B), 798 parsel sayılı taşınmazın (C), 1435 parsel sayılı taşınmazın (C), 1438 parsel sayılı taşınmazın (A), 799 parsel sayılı taşınmazın (F), 1433 parsel sayılı taşınmazın (A), 1433 parsel sayılı taşınmazın (C), 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 15.937,26 metrekare yüzölçümündeki, 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 3.974,57 metrekare yüzölçümündeki, 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 60.569,62 metrekare yüzölçümündeki ve 799 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen bölümlerin ifrazen iptali ile davacılar adına hüküm yerinde yazılı olduğu şekilde tesciline karar verilmiş ise de mahkemece bozma öncesi hükme esas alınan ve fen bilirkişileri Abdurrahim Kılınçaslan ve Vahit Hazar tarafından dosyaya sunulan 26.02.2007 tarihli rapor ve eki krokide kırmızı kalemle çevrili olarak gösterilen 92.672,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 60.656,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü, (C) harfi ile gösterilen 81.099,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü ve (E) harfi ile gösterilen 49.159,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümleriyle arasında iritibat kurulamamış, dava konusu taşınmazların tam olarak neresi olduğu anlaşılamamıştır. Bu haliyle raporlar arasında çelişki bulunmaktadır. Yine mahkemece hükme esas alınan rapor ve eki haritada 1439 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile numaralandırılarak gösterilen birden fazla bölüm bulunduğu anlaşılmakta olup, bu haliyle de taşınmazın hangi kısımlarının iptal edildiği açık değildir. Öte yandan bozmadan önce Mahkemenin 10.11.2008 tarihli son oturumunda, davacı vekili fen bilirkişilerinin 26.02.2007 tarihli rapor ve eki haritada 798 parsel sayılı taşınmazın (A), 799 parsel sayılı taşınmazın (D) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleriyle ilgili davalarından feragat ettiklerini bildirmelerine rağmen Mahkemece bu durum da dikkate alınmamıştır. HMK"nın 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu durum karşısında; mahkemece, raporlar arasında çelişki giderilmeden ve irtibat kurulmadan usule aykırı şekilde denetime açık ve infaza elverişli hüküm kurulmaması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.