Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3483
Karar No: 2017/3038
Karar Tarihi: 02.03.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/3483 Esas 2017/3038 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı 3. kişi, müvekkilinin şarap fabrikasında haczedilen malların kendisine ait olduğunu ve takip dayanağı senedin tanzim tarihinden önce satın alındığını belirterek istihkak davası açmıştır. Davalı alacaklı ise, işletmenin mülkiyetinin borçluya ait olduğunu ve borçlunun şirketi düzlüğe çıkarmak için davacının vergi levhasını iş yerine astığını iddia etmiştir. Mahkeme, borçlu şirketin haczolunan iş yerine sahip olduğu ve davacının malların takip öncesinde satın alındığını ispat edemediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, davacının defterleri üzerindeki bilirkişi incelemesi sonucunda, mahcuz makinelerin satın alınma tarihinin takip borcunun doğumundan önce olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuş ve davacının istihkak talebi kabul edilmiştir.
Kanun Maddeleri: İİK'nun 96. ve 97/a maddeleri, 366/3 maddesi; 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi; 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2015/3483 E.  ,  2017/3038 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İstihkak

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı 3. kişi vekili; müvekkiline ait şarap fabrikasında müvekkiline ait taşınırların haczedildiğini, haczedilen malları takip dayanağı senedin tanzim tarihinden de önceki bir tarihte ..."dan fatura ile satın aldığını belirterek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
    Davalı alacaklı vekili; haciz yapılan iş yerinin mülkiyetinin borçluya ait olduğunu, borçlu şirketi hacizlerden kurtarmak amacıyla davacı şirketin vergi levhasının iş yerine asıldığını, talimat dosyasından yapılan hacizler sırasında hazır bulunan işçi ..."in borçludan sonra davacı şirket bünyesinde çalışmaya devam etmesinin borçlu ile davacı şirket arasında bağ bulunduğunu gösterdiğini, ödeme gücünü kaybeden borçlunun mevcudunu eksilttiğini bilen davacının, işyerini devralmasının batıl olduğunu, devir kabul edilse de yasaya uygun bir devir olmaması nedeniyle davacının da borçtan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı borçlu şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına karşın cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davaya konu haczin yapıldığı şarap fabrikasının mülkiyetinin borçlu şirkete ait olup, onun tarafından işletilir iken davacı şirkete devredildiği, mahcuzların ...l"dan satın alındığına ilişkin iddia kabul edilse bile, ortada danışıklı bir ticari işletme devri bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nin 11.03.2014 tarih ve 2012/13316 esas 2014/3394 karar sayılı ilamıyla; davacı şirketin defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahcuz makinelerin 2006 yılı defterleri ve demirbaşında kaydı bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak bozma doğrultusunda, düzenlenen bilirkişi raporunda 23.01.2006 tarihli fatura ile satın alınan makinelerin 30.01.2006 tarihinde davacı şirketin defterlerine ve demirbaşa kaydının yapıldığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, 3 .kişinin İİK"nun 96. maddesine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, haczin yapıldığı şarap fabrikasının mülkiyetinin borçlu şirkete ait olduğu ve aynı adreste daha önce borçlunun aynı alanda faaliyet gösterdiğinin tartışmasız olduğu, borçlu tarafından şarap fabrikası ve demirbaşlarının 23.01.2006 tarihli kira sözleşmesi ile 3. kişiye kiralandığı, daha sonra aynı demirbaşlara ilişkin dava dosyası içeriğindeki ceza mahkemesi dosyasından anlaşıldığı üzere borçlu ile birlikte hareket ettiği anlaşılan ... tarafından fatura kesildiği, bu çerçevede davacı 3. kişinin iddialarının kendi içinde çelişkili olduğu, bu durumun TAPDK dosyasında da sabit olduğu, her ne kadar kira sözleşmesi tarihi ve mahcuzlara ilişkin fatura tarihinin takibe konu borcun doğumundan önceki tarihli olduğu iddia edilse de dosya ekinde yer alan borçlu hakkındaki takip dosyalarına konu alacakların doğduğu tarihlerin 2004 ve 2005 yıllarına ait olduğu, bu itibarla borçlunun alacaklılardan mal kaçırma kastının bu tarihlerden itibaren değerlendirilmesi gerekeceği, borçlu şirket yetkilisinin 3. kişi şirket yetkililerinden savcılık nezdinde şikayetçi olduğu, ilgili beyanında davacı 3. kişi ile aralarında bir protokol bulunduğunu ve her ay kardan 200.000 TL"nın kendilerine ödeneceğini bildirdiği, bu kapsamda borçlu ile kar paylaşımı tahtında ortak hareket ettikleri dikkate alındığında İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin alacaklı yararına olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda, sunulan faturalara ilişkin demirbaş kaydının defterlerde olduğu bildirilmişse de davacı 3. kişinin sunduğu faturaların da mahcuzlara ilişkin ayırt edici unsurlarının olmadığı, defter kapanış tasdikleri usulüne uygun yapılmamakla, 3. kişi lehine delil teşkil etmeyeceği, kaldı ki bilirkişi raporunda fatura bedellerinin ödendiğinin ispat edilemediğinin belirtildiği anlaşılmış olup, bu nedenle davacı 3. kişinin alacaklı yararına olan yasal karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edemediği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Açıklanan hukuki ve maddi olgulara göre, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi