Esas No: 2019/8036
Karar No: 2021/3212
Karar Tarihi: 16.06.2021
Danıştay 4. Daire 2019/8036 Esas 2021/3212 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/8036
Karar No : 2021/3212
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu ... Bilgisayar Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emirlerinin tebligatının usule uygun olup olmadığının incelenmesi neticesinde; ... sayılı ödeme emrine ilişkin olarak; söz konusu ödeme emrinde yer alan borçların tahsiline yönelik asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin ilanen tebliği öncesinde şirkete tebliğine ilişkin evrakların Mahkemelerinin 20/03/2019 tarihli ara kararıyla istenmesine rağmen davalı idarece sunulamadığı, söz konusu borçların asıl amme borçlusu şirket nezdinde usulüne uygun şekilde kesinleştirilmediği anlaşıldığından, anılan ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediği, dava konusu ... sayılı ödeme emrine ilişkin olarak; söz konusu ödeme emrinde yer alan borçların tahsiline yönelik asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin, 29/03/2013 tarihinde, belirtilen tarihte şirket müdürü olmayan davacı ...'ın ikametgah adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığı ve tebliğ edilememe hususunun usulüne uygun bir şekilde tutanaklaştırılmadan iade edilmesi üzerine ilanen tebliğ edildiği, söz konusu borçların asıl amme borçlusu şirket nezdinde usulüne uygun şekilde kesinleştirilmediği anlaşıldığından, anılan ödeme emrinde de hukuka uygunluk görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükmüne yer verilmiştir. Kuralın değerlendirilmesinden, tüzel kişilerin vergilendirme ödevlerinin tüzel kişiliği temsile yetkili olanlar tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin temsil ettikleri tüzel kişilerin vergilendirme ödevlerini yerine getirmemeleri nedeniyle bir vergi ve vergiye bağlı borç doğmuşsa, bu borcun öncelikle tüzel kişiliğin malvarlığından tahsili yoluna gidileceği, borcun kısmen veya tamamen tüzel kişiliğin malvarlığından tahsil edilememesi durumunda ise kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidileceği; kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebilmesi için ise borcun temsilcinin üzerine düşen vergilendirme ödevlerini yerine getirmemesinden kaynaklanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un, olay tarihinde yürürlükte olan, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükümleri yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği; aynı Kanunun, olay tarihinde yürürlükte olan, "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı; 103. maddesinde ise, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrine ilişkin olarak; söz konusu ödeme emrinde yer alan borçların tahsiline yönelik asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin ilanen tebliği öncesinde şirket adresinde tebliğine ilişkin tebliğ alındısı bulunmasa da, 19/12/2009 tarihli asıl borçlu şirketin bilinen adresinde düzenlenen ''adres tespit tutanağı'' ile asıl borçlu şirketin söz konusu adreste tanınmadığı, adreste bir başka mükellefin faaliyette bulunduğu hususlarının bina görevlisi ve yoklama memuru imzasıyla tespit edildiği anlaşılmaktadır. Yine, dava konusu ... sayılı ödeme emrine ilişkin olarak; söz konusu ödeme emrinde yer alan borçların tahsiline yönelik asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin, 29/03/2013 tarihinde, -dava konusu ödeme emri içeriği borcun dönemi itibariyle kanuni temsilci olan- davacı ...'ın ikametgah adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığı halde tebliğ edilememesi üzerine 16/11/2013 tarihinde ilanen tebliğ edildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta 31/05/2009 tarihinde re'sen terk ettirildiği anlaşılan şirket adına adresinde bulunmadığının 19/12/2009 tarihli ''adres tespit tutanağı'' ile de sabit olması karşısında bu aşamadan sonra ilanen yapılan tebligatlar usulüne uygun olup yazılı gerekçeyle verilen Kararda hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının dava konusu ... sayılı ödeme emri bakımından oy birliğiyle, ... sayılı ödeme emri bakımından ise oy çokluğuyla BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının ... sayılı ödeme emri bakımından verilen kabul kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin bu kısmının reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.