Esas No: 2020/9052
Karar No: 2021/8375
Karar Tarihi: 16.06.2021
Danıştay 6. Daire 2020/9052 Esas 2021/8375 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9052
Karar No : 2021/8375
TEMYİZ EDENLER : 1-(Davacı) …
VEKİLİ : Av. …
2-(Davalı) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Belediye Başkanlığı
2- …
İSTEMİN ÖZETİ : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolunda … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Davalının temyiz isteminin reddi ile işin esası yönünden Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması, davacının gerekçe yönünden temyiz isteminin kabulü ile parselasyonda mümkün mertebe aynı veya en yakın eşdeğer alandan tahsis yapılması gerekliliğine aykırı şekilde yapıldığı anlaşılan parselasyonda dağıtım ilkelerine ve imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı gerekçesi eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Bilecik İli, Merkez İlçesi, … Mahallesi, eski … ada, … ve … parsel ile … ada, … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin Bilecik Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselasyon sonucunda davacının eski … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar ile eski … ada, … parsel sayılı taşınmazdan gelen müstakil mülkiyetine karşılık 786,24 m2 yüzölçümlü … ada, … parsel, 775,51 m2 yüzölçümlü … ada, … parsel ve 2.546,76 m2 yüzölçümlü … ada, … parsel sayılı taşınmazların yine müstakil şekilde davacıya tahsis edildiği, eski … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 25 metre genişliğinde yol alanı ve park alanı kullanımlarında kaldığından ve anılan taşınmazların çevresinde oluşturulan imar parsellerine öncelikle, bu parsellerin altlığında yer alan taşınmazlardan gelen hisselerin tahsis edilmesi gerektiğinden, teknik zorunluluğa dayalı olarak davacının söz konusu taşınmazlardan hisselerinin yeni … ada, … ve … parsel ile … ada, … parsel sayılı taşınmazlara dağıtıldığı, ayrıca eski … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin, kısmen kök parsel üzerinde oluşturulan … ada, … parsel sayılı taşınmazda şuyulandırıldığı, davacıya tahsis edilen parseller ile çevresindeki parseller arasında arazi kullanımı ve yapılaşma koşulları açısından farklılık bulunmadığı, anılan nedenlerle dava konu parselasyonda davacıya yapılan tahsis yeri açısından bir olumsuzluk görülmediği, dava konusu parselasyonda düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisinin yasal sınırlar içerisinde olduğu ve 3194 sayılı Kanunun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelikte belirlenen amaçlarda kullanıldığı, davalı belediye adına ihdas edilen kadastral yol bulunmadığı; ancak dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında düzenleme sınırına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ve dava konusu parselasyonda düzenleme sınırının birçok imar adasını böldüğü, bir kısım park alanı, eğitim alanı ve donatı alanlarının (sağlık tesis alanı, belediye hizmet alanı vb) düzenleme sınırı dışında bırakıldığı, park alanları ile eğitim alanlarının DOP kesintileri ile oluşturulması gerekmekte iken DOP oranının fazla çıkmasını önlemek amacıyla düzenleme dışı bırakılmasının dağıtım ilke ve tekniklerine aykırı olduğu, bunun sonucu olarak söz konusu alanların nasıl kamunun eline geçeceği hususunda belirsizlikler oluştuğu, aynı imar adası içinde uygulama dışında bırakılan parsellerin daha öncesinde 3194 sayılı Kanunun 15. ve 16. maddeleri uyarınca yapılan imar uygulamaları sonucunda oluştuğunun anlaşıldığı, bu şekilde oluşan parsellerden yapılan terk miktarları birbirinden farklı olabileceğinden, düzenleme sınırı içine alınarak DOP hesabına dahil edilmesi gerekirken, uygulama dışında bırakılmalarının DOP oranının hatalı belirlenmesine neden olacağı, aynı bölge içinde DOP ile oluşturulan alanlardan faydalanma hususunda farklılık bulunmayan parsellerin bazılarından daha az veya daha fazla DOP alınması sonucunu doğurarak eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararı, davalı idare vekili tarafından işin esası yönünden, davacı vekili tarafından gerekçe yönünden temyiz edilmiştir.
Davalı idarenin temyiz isteminin incelenmesinden;
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Dava konusu parselasyonun iptali yolunda İdare Mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi kararı hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmamaktadır.
Kararın gerekçesi yönünden davacının temyiz isteminin incelenmesinden;
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımındaki esaslar" başlıklı 10. maddesinde; “İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır.
a) Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır.
b) Plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır.
c) Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, imar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının müstakil maliki olduğu 3 adet kadastro parselinin dava konusu parselasyona dahil edildiği, bu parsellerden birbirine bitişik konumda olan eski … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "park alanı" ve "yol alanı" kullanımlarında, eski … ada, … parsel sayılı taşınmazın ise "E:0,80, 2 kat yapılaşma koşullarında konut alanı" ve "7,00 metre genişliğinde yol alanı" kullanımlarında kaldığı, dava konusu parselasyon sonucunda, toplam 4.147 m2 büyüklüğündeki eski … ada, … parsel sayılı taşınmazdan DOP kesintisi ve kamu ortaklık payı (KOP) hisselendirmesi yapıldıktan sonra davacının kalan 2.356,90 m2 hissesinin konut işlevli … ada, … parsel sayılı taşınmazda hisselendirildiği, toplam 784 m2 büyüklüğündeki eski … ada, … parsel sayılı taşınmazdan DOP kesintisi ve KOP hisselendirmesi yapıldıktan sonra kalan 445,57 m2 hissesinin konut işlevli … ada, … parsel sayılı taşınmazda hisselendirildiği, toplam 2.298 m2 büyüklüğündeki eski … ada, … parsel sayılı taşınmazdan DOP kesintisi ve KOP hisselendirmesi yapıldıktan sonra kalan 1.306,04 m2 hissesinin 189,86 m2'lik kısmının ... ada, … parsel sayılı taşınmazda, 340,67 m2'lik kısmının konut işlevli ...ada, … parsel sayılı taşınmazda hisselendirildiği, kalan 775,51 m2'lik hissesine karşılık ise konut işlevli ...ada, … parsel sayılı taşınmazın müstakil şekilde davacıya tahsis edildiği, bunun üzerine davacı tarafından; eski taşınmazlarının bulunduğu alanda 25 metre genişliğindeki ana yola cepheli konumda oluşturulan ve yapılaşma koşulları daha yüksek olan en yakın imar adalarından tahsis yapılma imkanı mevcut olduğu halde, 7 metre genişliğindeki ara yola cepheli konumda oluşturulan ve yapılaşma koşulları daha düşük olan konut alanlarından tahsis yapılmasının, parselasyonda mümkün mertebe aynı veya en yakın eşdeğer alandan tahsis yapılması ilkesine aykırı olduğu, yeni parsellerin satış kabiliyetinin daha düşük olduğu şeklinde iddialar ileri sürülerek bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu eski ... ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; dosyada düzenlenen ve İdare Mahkemesi kararına esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar, davacının anılan taşınmazdan gelen hisselerinin, kısmen kök parselinin bastığı yerde oluşturulan ... ada, … sayılı konut parselinde hisselendirilmesinin dağıtım ilkelerine uygun olduğu şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiş ise de, dava konusu parselasyon sonucunda, davacının müstakil maliki olduğu eski ... ada, … parsel sayılı taşınmaz ile aynı yerde ... ada, … sayılı konut parseli ile ... ada, …, …, …, … sayılı konut parsellerinin oluşturulduğu, dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kuşak halinde öngörülen park alanlarına cepheli konumda oluşturulan ve davacı tarafından ekonomik yönden daha değerli olduğu iddia edilen ... ada, … parsel ile ...ada, … parsel sayılı taşınmazların yarısına yakın kısmının, ...ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların ise tamamına yakın kısmının davacının kök parseli üzerinde oluşturulmasına karşılık, davacıya söz konusu taşınmazlardan tahsis yapılmak yerine, kök parselinin çok küçük bir kısmının bastığı ...ada, … parsel sayılı taşınmazda tahsis yapılmasının bilimsel ve teknik gerekçelerinin ortaya konulmadığı görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu eski ... ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden; dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda her ne kadar, anılan taşınmazların tamamının dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park ve yol alanı kullanımlarında kalması nedeniyle aynı yerden tahsis imkanı bulunmadığından, davacıya yaklaşık 400 metre mesafede oluşturulan konut işlevli ...ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların tahsis edilmesinin dağıtım ilkelerine uygun olduğu, bu durumun teknik zorunluluktan kaynaklandığı şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiş ise de, Bilecik Belediye Başkanlığının resmi internet sitesi üzerinden yapılan imar durumu sorgulamasına göre, davacının eski parsellerinin yakın çevresinde, 25 metre genişliğindeki ana yola cepheli konumda ve "E:…, … kat", "E:…, … kat" yapılaşma koşullarına sahip konut adaları oluşturulduğu, buna karşılık davacıya eski taşınmazlarına göre uzak mesafede ve 7 metre genişliğindeki imar yoluna cepheli konumda oluşturulan, "E:…, … kat" yapılaşma koşullarındaki konut parsellerinden tahsis yapıldığı anlaşılmaktadır.
Taşınmazların ekonomik değerlerinin belirlenmesinde, cepheli olduğu imar yollarının derecesi, yapılaşma koşulları gibi unsurların önemli etkileri bulunduğunun, diğer bir ifade ile taşınmazların alt kademe yollar yerine daha geniş en kesitli ana yollardan cephe almasının ve daha yüksek yapılaşma koşullarına sahip olmasının ekonomik değerlerini artırıcı yönde etkiler doğuracağının kabulü gerekmektedir.
Bu doğrultuda dava konusu parselasyonda, davacının eski ... ada, … ve … sayılı kadastro parsellerinden gelen hisselerine karşılık, anılan taşınmazların komşuluğunda 25,00 metre genişliğindeki ana yola cepheli konumda oluşturulan ve daha yüksek yapılaşma koşullarına sahip olan konut adalarından tahsis yapılmak yerine, hem kök parsellerine uzak mesafede hem de 7,00 metre genişliğindeki alt kademe imar yoluna cepheli konumda ve daha düşük yapılaşma koşullarına sahip olan konut parsellerinden tahsis yapılmasının bilimsel ve teknik gerekçelerinin davalı idarece ortaya konulamadığı, her ne kadar davacının kök parsellerinin komşuluğunda oluşturulan imar adalarına öncelikle kendi altlıklarından tahsis yapılması dağıtım ilkelerinin bir gereği ise de, bu durumun düzenleme sahasındaki hak sahiplerinin tamamı arasında sağlanması gereken nimet-külfet dengesinin, sırf taşınmazları kamusal alanda kaldığından aynı yerden tahsis imkanı bulunmadığından bahisle davacı aleyhine bozulmasına gerekçe oluşturamayacağı açıktır.
Bu itibarla gerek tahsis yeri gerekse yapılaşma koşulları yönünden eşdeğer alandan tahsis yapılmadığı anlaşılan dava konusu parselasyonda dağıtım ilkeleri yönünden de imar mevzuatına uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddine, davacının gerekçe yönünden temyiz isteminin kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, işin esasına ilişkin kısım yönünden ONANMASINA, dağıtım esaslarına ilişkin kısım yönünden yukarıda belirtilen gerekçe eklenmek suretiyle ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 16/06/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.