11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/16679 Karar No: 2020/6885 Karar Tarihi: 12.11.2020
Sahte fatura düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16679 Esas 2020/6885 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2008 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan yargılanmış ve mahkemece beraat kararı verilmiştir. Ancak, katılan vekilinin temyiz başvurusu sonucu Yargıtay Ceza Genel Kurulu, faturaların gerçekliği ve kullanımı konusunda eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Suça konu faturaların incelenmesinde, yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığı belirtilerek, faturaları düzenleyen şirkete ait belgelerin talep edilmesi, faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenmesi, dava açılıp açılmadığının araştırılması ve tanık ifadelerine başvurulması gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyle belirtilmiştir: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2017/16679 E. , 2020/6885 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte fatura düzenleme HÜKÜM : Beraat
Bakırköy C. Başsavcılığının 21.09.2012 tarihli ve 2012/79119 soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı, Mahkemece sanık hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan beraat hükmü kurulduğu ve katılan vekilinin temyiz talebinin de “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek inceleme yapılmıştır. 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; 04.06.2012 tarihli ve 2012-A-622/21 sayılı vergi tekniği raporunda, mükellef şirket adına 10.04.2008 tarihinde 60 cilt irsaliyeli fatura bastırıldığı, 2008 takvim yılında 2.979.060,23 TL KDV matrahı beyan edildiği, Bs formları ile 2.655.264 TL tutarında mal veya hizmet satışı bildirildiğinin belirtilmesi karşısında; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK’nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığı dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; 1- Sanığın ortağı ve müdürü olduğu .... Dış Tic. Ltd. Şti.nin bağlı bulunduğu vergi dairesinden suça konu faturaların (hangi tarih veya dönemde, kimin adına ne miktar ve tutarda düzenlendiğini gösterecek şekilde) listesinin istenmesi, 2- Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediği ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi, 3- Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, 4- Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, 5- Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılmasından sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket veya kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.