Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/10475 Esas 2019/5422 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/10475
Karar No: 2019/5422
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/10475 Esas 2019/5422 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın babasıyla bıçakla kasten yaralama suçunu işlediğini tespit etmiştir. Ancak, mahkeme hükmünün açıklandığı gerekçeler ve kanıtlar açık bir şekilde belirtilmediği için, hüküm Anayasa ve CMK'nin maddelerine aykırı olmuştur. Ayrıca, sanığın mahkum olduğu suça ilişkin kararın denetime tabi olduğu ve denetim süresinde başka bir suç işleyip işlemediğinin araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararın dayandığı kanıtlar, iddia, savunma, tanık ifadeleri ve diğer belgeler gibi unsurlar yeterli bir şekilde açıklanmadığından, hüküm bozulmuştur. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bazı hükümleri iptal etmesi nedeniyle, sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Ayrıca, TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken birden fazla ağırlaştırıcı nedenin bir arada bulunması nedeniyle, TCK'nin 86/2. maddesine göre alt sınırdan uzak

3. Ceza Dairesi 2018/10475 E. , 2019/5422 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanık hakkında Diyarbakır 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 26.05.2009 tarihli, 2008/75 Esas - 2009/346 Karar sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verildiği, bahse konu kararın 01.07.2009 tarihinde kesinleştiği, ihbar olunan Diyarbakır 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2011 tarih ve 2010/539 Esas - 2011/479 Karar sayılı ilamına konu kasıtlı suçun 18.03.2008 tarihli olması karşısında, sanığın ihbar olunan ilamdaki suçu denetim süresi içinde işlemediği anlaşılmakla, sanığın denetim süresi içinde başkaca kasıtlı suçtan mahkum olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK"nin 34. ve 223., 230. maddelerine aykırı davranılması,
3) Silahtan sayılan bıçakla babasına karşı kasten yaralama eylemini gerçekleştirdiği anlaşılan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nin 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken birden fazla ağırlaştırıcı nedenin birarada bulunması nedeniyle, TCK"nin 86/2. maddesine göre alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK 326/ son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.