17. Hukuk Dairesi 2014/13550 E. , 2014/11915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2013/158-2013/175
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın seyir halinde bulunduğu sırada davalıların bakım ve onarımından sorumlu olduğu yolun çim alanından akan sulardan dolayı kaygan hale gelmesi nedeniyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek aydınlatma direğine çarpması sonucu hasarlandığını, hasarın tazmini için yürütülen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın sigorta poliçesi yahut ticari ilişkiden değil, davacı sigorta şirketince kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araç sahibine ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzelkişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. İdari yargıda açılacak dava ise itirazın iptali davasının devamı niteliğinde olmayacaktır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur. O halde mahkemece, adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.9.2014 gününde Üye ....karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Davalı İdarenin kara yolunun bakımındaki kusuru sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında, kasko sigortalı araçta oluşan hasar bedeli davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenerek olaydaki sorumluluğu nedeniyle davalı İdare aleyhinde hasarın rücuen ödenmesi istemiyle ilamsız icra takibi yapılmış,
Borçlunun süresinde takibe vaki itirazı üzerine Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki itirazın iptali davası açılmış,
Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın ticari nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş,
Görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonucu yargılamaya devam edilen Asliye Ticaret Mahkemesince de, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, Ticari dava niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş,
Görevsizlik kararının davacı vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda, uyuşmazlığın hizmet kusurundan kaynaklandığı, İdare Mahkemesinin görev alanına girdiği, yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
Dava, İİK 67 maddesinde öngörülen İtirazın İptali istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İİK.nun 67. maddesinde;"Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmüne yer verildiğine göre itirazın iptali davaları açıkça adli yargının görev alanına girmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2007 gün ve 2007/4-141 E-188 K; 23.06.2010 gün ve 2010/7-332 E- 344 K; 14.04.2010 gün ve 2010/7-184-214 K; 22.12.2010 gün ve 2010/3-635 E- 686 Karar sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Keza Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar arz eden kararları ile de, hizmet kusuruna dayalı olsa dahi itirazın iptali istemi ile açılan davaların Adli Yargının görev alanına girdiği içtihat edilmiştir. (Uyuşmazlık Mahkemesinin 13.5.2013 gün 2012/305 esas-2013/632 karar sayı v.d.)
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde bulunmamasına, itirazın iptali davalarının adli yargının görev alanında kalmasına göre itirazın iptali davasında Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
KARŞI OY
.....