Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2964
Karar No: 2021/1234
Karar Tarihi: 16.06.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2964 Esas 2021/1234 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2964
Karar No : 2021/1234

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Birliği
VEKİLİ : Av. …
2- … Odası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …


İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 15/05/2019 tarih ve E:2014/1921, K:2019/4632 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.


YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Makine Mühendisleri Odası Onur Kurulunun 11/02/2012 tarihli kararıyla verilen ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yüksek Onur Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan davacının 30 gün süre ile serbest sanat icrasından men edilmesine ilişkin kararın, 28/05/2012 tarihinden itibaren başlatılmak üzere uygulamaya konulması için Antalya Şube Yönetim Kuruluna görev ve yetki verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Oda Yönetim Kurulu kararının ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 15/05/2019 tarih ve E:2014/1921, K:2019/4632 sayılı kararıyla; davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun 26. ve 39. maddeleri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 12. ve 17. maddeleri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Makine Mühendisleri Odası Serbest Müşavirlik Mühendislik Büroları Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği'nin 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendi ile 4., 6., 12. ve 13. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesi yönünden;
Anayasa'nın 124. maddesinde, "Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler." hükmüne yer verildiği, 135. maddesinde ise, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının, "belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir." şeklinde tanımlandığı,
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun 2. maddesinde, mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak, Birliğin kuruluş amaçları arasında sayıldığı,
10/07/2002 tarih ve 24811 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan dava konusu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin "Meslek Uygulamasının Yasaklanması Cezası" başlıklı 9. maddesinde, "Meslek uygulamasının yasaklanması cezası ilgilinin geçici bir süre için mühendislik ya da mimarlıkla ilgili bir işte çalışma yapmasının yasaklanması ve üyelik haklarının bu süre içinde kullandırılmamasıdır. Yasaklama süresi 15 (onbeş) günden az 6 (altı) aydan çok olamaz. Sürenin verilmesinde asgari süre gözönünde bulundurulur, ancak aynı olaydaki birden fazla etkenin bulunması durumunda ceza ağırlaştırılır. Aynı suçun tekrarı durumunda ceza bu kez iki katı olarak uygulanır.
(...) meslek uygulamasından yasaklama cezaları aşağıdaki durumlarda verilir:
a) Para cezasıyla cezalandırılmış bir suçu bilinçli olarak yinelemek,
b) Mesleğini ve görevini kişisel ya da bir grup adına çıkar sağlamak için TMMOB mevzuatına, bilime ve meslek tekniğine aykırı biçimde uygulamak ya da mesleğini ve görevini TMMOB mevzuatına, bilime ve meslek tekniğine aykırı biçimde uygulayarak kamuya, halka, üçüncü şahıslara zarar vermek.
c) Temelsiz suçlamalarla mesleği, meslek mensuplarını ya da Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Odalar ya da bunların alt birimlerini kamuoyunda küçük düşürmek ya da etkinliklerini engellemek.
ç) Mühendislik mimarlık ve şehir planlama disiplinini ilgilendiren plan, proje veya hizmetlerde, bir mühendis mimar ya da şehir plancısı tarafından ya da sorumluluğunda yapılması gereken, ancak yetkisiz kişilerce üretilen plan, proje ve hizmetlerden birine imza atmak ya da attırmak, imzacılık yapmak." hükmüne yer verildiği,
Davacı tarafından, Odaya kayıtlı üyelerin hangi eylemlerinin disiplin cezası teşkil edeceğinin kanunla düzenlenmediği, "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi gereği doğrudan kanunda düzenlenmeyen bir eyleme karşı Yönetmeliğin 9. maddesi dayanak alınarak ceza verilemeyeceği belirtilerek, Yönetmelik maddesinin iptaline karar verilmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü,
Disiplin cezalarının, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörüldüğü; yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlar olduğu, kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumluluklarının, kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırıldığı; bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmalarının ilgili kanunlarda öngörüldüğü,
Anayasa’nın 38. maddesinin 1. fıkrasında "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz" denilerek suçun kanuniliği ilkesinin; 3. fıkrasında ise, "Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur." ifadesine yer verilerek cezanın kanuniliği ilkesinin düzenlendiği, Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığının ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi; kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerektiği, kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasının amaçlandığı,
Anayasa’nın 38. maddesinde, idari suç ve cezalar ile adli suç ve cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından her ikisinin de bu maddede öngörülen ilkelere tabi olduğu, adli ve idari suçlarda davranış normlarına aykırı ve haksızlık teşkil eden bir fiille, kanun koyucunun koruma altına aldığı bir hukuki değerin ihlali söz konusu olup, adli ve idari cezaların her ikisinin de cebir içerdiği,
Adli suçlar için öngörülen cezaların idari suçlar için öngörülen cezalardan genellikle daha ağır olması, hürriyeti bağlayıcı cezaların kural olarak adli suçlar yönünden geçerli olabilmesi, idari suçlarda kanun koyucunun daha az önem atfettiği bir hukuki değerin ihlal edilmesi ve öngörülen yaptırımın da genellikle idari bir makam tarafından idari usuller izlenerek uygulanması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesindeki ilkelerin aynı boyut ve kapsamıyla idari suçlara da uygulanmasının işin mahiyetine uygun düşmeyeceği, bu bağlamda, yasama organının ağır işleyen yapısı ile ekonomik ve teknik hayatın hızla değişen ve gelişen şartları gözetilerek suç ve cezalarda kanunilik ilkesinin idari suçlar yönünden daha esnek uygulanması gerektiği,
Öte yandan, Anayasa’nın 7. maddesinde, "Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez." hükmünün yer aldığı, buna göre, kanun koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi; sınırsız, belirsiz bir alanı idarenin düzenlemesine bırakmaması gerektiği, ancak, kanun ile yetkilendirmenin, kanun ile düzenleme anlamına gelmeyeceği, kanun koyucunun, gerektiğinde sınırlarını belirlemek koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini idareye bırakabileceği, bu bağlamda, değişik önlemler alınmasına veya bunların kaldırılmasına gerek görülen, teknik veya benzeri alanlarda, temel kurallar saptandıktan sonra ayrıntıların düzenlenmesinin idareye verilmesinin, yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemeyeceği,
Buna göre, dava konusu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesi ile düzenlenen "Meslek uygulamasının yasaklanması cezası"nın yasal dayanağı 6235 sayılı Kanun'un 26. maddesinin (ç) bendinde gösterilmiş olup, madde metninde "Odalara kayıtlı meslek mensuplarından bu kanuna aykırı hareketleri görülenlerle, meslekle alakalı işlerde gerek kasten ve gerekse ihmal göstermek suretiyle zarara sebebiyet veren veya akdettiği mukavalelere riayet etmeyen veyahut meslek şeref ve haysiyetini muhil durumları tesbit olunanlara" Oda Haysiyet Divanınca disiplin cezası verileceği öngörüldüğünden, Yönetmelik maddesinin normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil etmediğinin açık olduğu,
Öte yandan, kuruluş amaçlarından birisi de üyelerinin meslek disiplinini ve ahlakını korumak olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, üyelerinin mesleki faaliyetleri sırasında yasal ve idari düzenlemelerle belirlenen kuralların kasten yahut ihmal suretiyle ihlal edilmesi durumunda, disiplin soruşturması açma ve eylemin mahiyet ve ağırlığına göre disiplin cezası verme yetkisi bulunduğundan, anayasal ve yasal düzenlemelere uygun ve kuruluş amacı doğrultusunda çıkarılan dava konusu Yönetmelik'te yetki unsuru yönünden de hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu 16/05/2012 tarih ve 69 sayılı Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu kararı yönünden;
Davacının serbest mühendislik ve müşavirlik bürosu adına ve kendi hesabına tam gün esaslı çalışma şartını ihlal ederek iki ayrı firmada imza yetkisi kullandığı iddiası ile ilgili olarak, Makine Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından, Serbest Mühendislik Büroları Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde işlem yapılmak üzere savunması alınarak gereği için dosyanın Oda Yönetim Kuruluna sunulduğu görülmekte olup, Oda Yönetim Kurulunun 23/08/2011 tarih ve 3848 sayılı kararıyla, firmanın ve yetkili serbest mühendis ve müşavir mühendis olan davacının büro tescil belgesinin 3 ay süreyle geçersiz kılınmasına karar verildiği,
Dava konusu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği hükümlerinden farklı olarak, Serbest Mühendislik Büroları Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği'nin 12. ve 13. maddeleri ile, Şube Yönetim Kurullarına savunma alma ve cezanın ağırlığına göre yaptırım uygulama yetkisi verildiği, cezanın ağırlığıyla orantılı olarak bu yetkinin Şube Yönetim Kurulları ile Oda Yönetim Kurulu arasında paylaştırıldığının görüldüğü,
Esasen, davacıya isnat edilen eylem anılan Yönetmeliğin 12/1-c maddesi gereği büro tescil belgesinin süreli geçersiz kılınması yaptırımını gerektirdiğinden, büro tescil belgesine uygulanacak cezanın tesisi için dosyanın Oda Yönetim Kuruluna sunulduğunun anlaşıldığı,
Hal böyle iken, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun 23/08/2011 tarih ve 3848 sayılı kararı ile isnat konusu eylemle uyumlu olarak büro tescil belgesinin geçersiz kılınmasına karar verilmesinin yanı sıra TMMOB Disiplin Yönetmeliği'nin 16/b-2 maddesi uyarınca davacı hakkında açılan disiplin soruşturmasında, soruşturulan eylemin, davacının tam gün esaslı çalışma kuralını ihlal ettiği iddia ve isnadından farklı olarak, "Odayla ilişkilerinde Odanın çalışmalarını engelleyici bir tutum sergilemek, saygı sınırlarını aşan bir davranış tarzı sergilemek, Oda tüzel kişiliğine ve Oda yöneticilerine hakarette bulunmak, bu çalışma tarzı ve davranışlarla Oda etik kurallarına, meslek ilkelerine ve Oda mevzuatına aykırı davranmak" olarak belirlendiği ve soruşturmacının da savunmaya davet yazısında davacıdan yazılı savunmasını belirtilen eylemlerle sınırlı olarak aldığı,
Her ne kadar, Oda Yönetim Kurulunun 18/10/2011 tarih ve 4201 sayılı "Oda Onur Kuruluna Sevk" kararı ile isnat edilen eylem tekrar davacının tam gün esaslı çalışma kuralını ihlal ettiği şeklinde belirtilmiş ise de, Oda Onur Kurulunca davacının sözlü savunmaya çağrılmak üzere aldığı 24/12/2011 tarihli karar doğrultusunda davacıya gönderilen ihbar yazısında, soruşturması tamamlanarak kovuşturma aşamasına geçilen eylemlerin yine ayrıntılı olarak bildirilmediği, "dosya konusu olaylarla ilgili sözlü savunmanıza başvurmak üzere" ifadesiyle yetinildiğinin anlaşıldığı, nitekim, davacının da, 08/02/2012 tarihli yazılı savunmasında, hakkında başlatılan soruşturma konusunun içeriğini bilmediğini beyan ettiğinin görüldüğü,
Bu durumda, TMMOB Disiplin Yönetmeliği uyarınca, hakkında soruşturma açılan davacıya, soruşturma aşamasında gönderilen savunma istem yazısında isnat edilen suçlamaların neler olduğu açık ve anlaşılır bir şekilde belirtilmediği gibi, 30 gün sanat icrasından men cezası verilmesine esas isnat konusu eylemin, savunma istem yazısında belirtilen eylemlerden farklı olduğu, bu haliyle davacının cezalandırıldığı eylem yönünden savunma hakkının kısıtlandığı sonucuna ulaşıldığı gerekçeleriyle,
… tarih ve … sayılı Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu kararının iptaline, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, davacıya gönderilen savunma istem yazısında, "Oda mevzuatına aykırı davranmak" ifadesine yer verildiği, söz konusu ifade ile kastedilenin, davacının tam gün esaslı çalışma kuralını ihlal etmesi olduğu, bu nedenle savunma hakkının kısıtlandığından bahsedilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle … tarih ve … sayılı Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu kararının iptaline, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin 15/05/2019 tarih ve E:2014/1921, K:2019/4632 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 16/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi