6. Hukuk Dairesi 2021/1787 E. , 2021/2363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından ödenen bedelin bu nedenlerle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...İnşaat Özel Güvenlik Sistemleri Tic. ve San. Ltd Şti, .... Tur. Tic. Ltd. Şti ve davalı .... Tem. ve Gıda Tic. San. Ltd. Şti vekilleri davanın reddini istemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece dava dışı işçinin .... Tur. Tic. Ltd. Şti. ve .... İnş. Güvenlik Tem. Turizm Ltd. Şti firmasında çalışmasının olmadığından, bu şirketler hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile kabul edilen miktarlara dava tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesine karar verilmiştir.
Anılan karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Kapatılan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10.02.2020 tarihli ve 2019/630 Esas, 2020/797 Karar sayılı ilamı ile; dairece belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davalıların ödenen bedelin yarısından sorumlu tutulmasının doğru görülmediği ve faiz başlangıcının ödeme tarihi olması gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; "davacı ile davalılar ..... Tur. Tic. Ltd. Şti. ve ....İnş. Güvenlik Tem. Turizm Ltd. Şti. arasında sözleşme ve teknik şartnamenin olmadığı, dava dışı işçinin bu davalılar açısından çalışmasının bulunmadığı, bu davalılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava dışı işçiye yapılan ödeme sebebiyle alt işverenin kendi döneminin tamamından sorumlu olduğu, taraflar arasındaki ilişkide sözleşme bakımından davacı yönünden ticari nitelikte olmadığı, kabule konu alacağa yasal faiz yürütülmesi gerektiği" gerekçesiyle diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; "Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu" belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de, bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava dilekçesinde hükmedilecek miktara ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup ilk kararda ticari faize hükmedilmiş ve bu konu derecattan geçip kesinleşmiştir. Yargıtayın bozma kararından sonra yapılan yargılamada yasal faize hükmedilmesi usuli kazanılmış hakkın çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Yine mahkemece verilen ilk kararda, davalılar ...... Tur. Tic. Ltd. Şti. ve ...... İnş. Güvenlik Tem. Turizm Ltd. Şti hakkında açılan davanın reddine karar verildiği, "..... Tur. Tic. Ltd. Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve bu davalıya karşı açılan dava reddedildiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesap olunan 1.800,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine" karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu davalılar yönünden verilen karar bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleştiği, davacı lehine usuli kazanılmış hak meydana getirdiği halde bozma sonrası yapılan yargılamada, bu davalılar yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi ve davalı ... Tur. Tic. Ltd. Şti vekili lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiş ise de, yapılan yanlışlıklar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438. maddesinin 7. fıkrası gereğince kararın bu yönlerden düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile “HÜKÜM” bölümünün (1) numaralı maddesinin 2.,3.,4. bentlerinde bulunan "yasal faizi ile birlikte" ibaresinin karardan çıkarılarak yerine "en yüksek ticari faizi ile birlikte" ibaresinin ilgili bentlere yazılmasına, (2) numaralı maddesinin karardan çıkarılarak yerine "2-Davalı ... İnş. Güvenlik Tem. Turizm Ltd. Şti. ve .... Tur. Tic. Ltd. Şti."ne karşı açılan davaların REDDİNE" maddesinin yazılmasına, (8) numaralı maddesinin karardan çıkarılarak yerine "8-Davalı ... Tur. Tic. Ltd. Şti kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden ve bu davalıya karşı açılan dava reddedildiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesap olunan 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine," maddesinin yazılmasına, bu haliyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme kapalı olmak üzere, 20.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.