4. Ceza Dairesi 2018/1180 E. , 2021/10501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet ve kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmü ile sanıklar ... ve ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
A-Sanık ..."a yükletilen 6136 sayılı Yasaya muhalefet eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Tekerrüre esas alınan ilamda birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Kanun"un 108/2. maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren TCK"nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, bu hususun infaz aşamasında gözetilebileceği,
B-Sanıklar ..., ve ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükümlerinin de, usul ve Kanuna uygun olduğu,
Anlaşıldığından, sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında TCK"nın 106/2-a maddesi kapsamındaki silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile aynı Yasanın 106/1-1 cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz taleplerine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A-Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
Somut olayda; sanığın polis merkezine getirildikten sonra yüksek sesle "bir canavar yarattınız, kafa göz patlatmak kolay mı bu memlekette, yarın göreceksiniz hepsini vuracağım, ben cezaevine de girsem o internet kafeyi her gün tarattıracağım" şeklinde müştekilere yönelik söylediği tehdit sözlerinin resmi mercilerce tutanağa bağlanması ve belirtilen sözlerin TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamında objektif olarak korkutucu nitelikte bulunması, öfkenin suç kastını ortadan kaldırmayacağı ve söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle suçun oluşacağı gözetilmeden, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
B-(A) numaralı bozmaya uyulması halinde, tehdit ve silahla tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden;
a-Sanığın, elinde tabanca ile müşteki ..."nın işlettiği internet kafeye girdiği, müşteki ..."ın yanına oturarak "beni tanımadın, bana yanlış yaptın" şeklinde konuşmalar yaptığı, sanığın alkollü olması nedeniyle farklı bir davranış içerisine gireceğini düşünen müşteki ..."ın diğer müşteki ..."i kastederek "burada polis var" demesi üzerine sanığın bu sefer müşteki ..."ın üzerine doğru yürüdüğü, silahı müşteki ..."a doğrulttuğu ve "polis ise ne olacak elimdeki silahı mı alacak" şeklinde söz söylediği ve polis merkezine getirildikten sonra müştekiler ...,ve ..."e yönelik ""bir canavar yarattınız, kafa göz patlatmak kolay mı bu memlekette, yarın göreceksiniz hepsini vuracağım, ben cezaevine de girsem o internet kafeyi her gün tarattıracağım" şeklinde tehdit sözleri söylediği olayda, sanığın eylemlerini aynı olay bütünlüğü ve kısa zaman aralığı içerisinde gerçekleştirdiği nazara alındığında, eylemlerinin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek tek hüküm kurulması ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, aynı eylem nedeniyle mahkumiyet ve beraat kararı verilmesi
suretiyle iki ayrı hüküm kurulması ve sanığın müşteki ..."e yönelik TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit eyleminin 7188 sayılı kanunun 26. maddesi ile CMK"nın 253/3. maddesine aynı mağdura karşı ibaresinin eklenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında kaldığından uzlaştırma hükümleri uygulanıp, sonucuna göre uzlaşmanın gerçekleşmemesi durumunda, TCK"nın 106/2-a maddesi uyarınca hükmedilen ceza üzerinden olay bütünlüğü ve müşteki sayısı da göz önünde bulundurularak aynı Yasanın 43/2. ve 43/1. maddeleri uyarınca artırım yapılarak sonuç cezanın saptanması gerektiğinde zorunluluk bulunması,
b-Tekerrüre esas alınan ilamda birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Kanun"un 108/2. maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren TCK"nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.