
Esas No: 2016/9062
Karar No: 2017/12051
Karar Tarihi: 02.05.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/9062 Esas 2017/12051 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların, irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye nazım imar planı içinde bulunması, değil ise belediye veya mücavir alan sınırları içinde olması ve ayrıca belediye hizmetlerinden faydalanması ve etrafının da meskun olması gerekir. Belediyeden gelen yazı cevabında 19 ada 18 parsel sayılı taşınmazın meskun mahalde olduğu, 35 ada 29 parsel sayılı taşınmazın meskun mahal dışında olduğu ve taşınmazların belediye hizmetinden yararlanmadığı belirtildiğinden, mahkemece etraflarının meskun olup olmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanma ihtimali olup olmadığı hususlarında gözlem ve yeniden araştırma yapılmak suretiyle,
Taşınmazların arsa olduğunun anlaşılması halinde, Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda serbest satış olmayıp başka bir taşınmazın kamulaştırma bedeli emsal alınarak değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Taşınmazların tarım arazisi niteliğinde olduklarının anlaşılması durumunda ise zemine ekilebilir ürün gelirine göre değer biçilmesi suretiyle taşınmazın bedelinin belirlenmesi gerektiği düşünülmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kullanım hakkı davalı idareye ait olmak üzere Tedaş lehine irtifak hakkı kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.