17. Hukuk Dairesi 2016/4468 E. , 2019/322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 09/08/2011 tarihinde davalı ...’ün sevk ve idaresindeki aracın Topkapı Merkez minübüs duraklarında perona girmek üzere iken müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, sol dirseğinin kırıldığını ve uzuv kaybı meydana geldiğini, tedavi sonrası alınan rapora göre %10 oranın da özürlü hale geldiğini, söz konusu kazada davalı ...’ün kusurlu olduğunu belirterek 1.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalılardan ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili, celse arası ibraz etmiş olduğu 08/10/2015 tarihli dilekçe ile maddi tazminata ilişkin davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının maddi tazminat istemine ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine, davacının davalı ...’e karşı manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL"nin 09/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi
zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, mahkemece davacı için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutara hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş şekli, davacının maluliyetinin derecesi dikkate alındığında davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.