5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14341 Karar No: 2017/12025 Karar Tarihi: 27.04.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/14341 Esas 2017/12025 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/14341 E. , 2017/12025 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile davalı ... vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ... Mah. 311 ada 47 parsel sayılı dava konusu taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tesbit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın idarece yapılan kıymet takdirinde dava konusu taşınmaza sulu tarım arazisi olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise taşınmaza kuru arazi olarak değer biçildiği anlaşıldığından, mahallinde yeninden keşif yapılarak taşınmazın sulanıp sulanmadığı, taşınmazda sulamaya ilişkin bir tesis olup olmadığı, tutanağa geçirilip, yeniden alınacak raporla çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde bedel tespiti, 2-Dava konusu taşınmazın konumu, yüzölçümü ve bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre, objektif değer artırıcı unsur oranının % 35 olacağı gözetilmeden, daha az kabulü ile düşük bedel tespiti, 3-Tespit edilen bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece bedelin tespit edilmesi ile yetinilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare ile bir kısım davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.