5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/782 Esas 2020/1065 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/782
Karar No: 2020/1065
Karar Tarihi: 06.02.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/782 Esas 2020/1065 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın gümrük kaçakçılığı suçu işlediği gerekçesiyle mahkum edildiği belirtiliyor. Ancak, hüküm Yargıtay tarafından bozulmuş ve dosya tekrar yerel mahkemeye gönderilmiştir. Yerel mahkeme, daha önce açılan bir davayla bu davanın birleştirilmesi nedeniyle sanığın aynı suçu birden fazla işleyip işlemediği ve TCK’nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiğine karar verdi. Kararda, gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olduğu ve kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğurabileceği belirtilirken, sanığa yapılan bir bildirimde ise eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer etkili vergilerin toplamının kamu zararı olarak görüldüğü ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5607 Sayılı Kanun
- TCK'nin 43/1. Maddesi
- CMUK'un 321. Maddesi
- 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. Maddesi
- 1412 Sayılı CMUK
19. Ceza Dairesi         2020/782 E.  ,  2020/1065 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
    UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 04/07/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/291 (E) - 2014/17 (K) sayılı hükmün Dairemizce incelenerek aynı gün bozulmasına karar verilmesi karşısında;
    Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin, bozma öncesi kurulan mahkumiyet hükümlerindeki cezaların miktarı toplamı itibariyle kazanılmış hakları gözetilerek tartışılması zorunluluğu,
    Kabule göre ise,
    1-Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 04/07/2018 tarih ve 2015/9533 E. - 2018/7718 K sayılı bozma ilamına uyulduğu halde hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan ve savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinden yararlanmak istediğini beyan eden sanığa eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunun 231/9 fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, sigaraların gümrüklenmiş değerinin kamu zararı olarak sanığa bildirilmesi ve bozulmasına karar verilen Banaz Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2014 tarihli 2013/168 E. - 2014/12 K sayılı mahkumiyet hükmünün yalnızca sanık tarafından temyiz edildiği, infaz edilecek cezanın tür ve miktarı itibariyle kazanılmış hak teşkil edeceğinin gözetilmemesi suretiyle hapis cezasının infazının 10 ay yerine 2 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden yapılmasına neden olunması,
    2-Suça konu sigaraların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt olmadığının anlaşılması karşısında; suçun sübutu ve nitelendirilmesi açısından etkisi olmadığı halde bilirkişi tayin edilerek sebep olmadığı yargılama giderinin sanığa yükletilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.