
Esas No: 2018/1320
Karar No: 2019/4448
Karar Tarihi: 21.10.2019
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2018/1320 Esas 2019/4448 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık ve muhtelif suçlardan İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ..."in, firar eylemi nedeniyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 44/3-ı. maddesi uyarınca 20 gün hücre hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 02/08/2017 tarihli ve 2017/796 sayılı kararının şikâyet yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesini müteakip infaza başlanabilmesi için onanması talebinin reddi ile söz konusu cezanın iptaline ilişkin İzmir 2. İnfaz Hâkimliğinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/4243 esas, 2017/4814 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair mercii İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2017 tarihli ve 2017/730 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
İnfaza ilişkin hususların kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre;
1-Hükümlünün “20 gün hücreye koyma” disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 02/08/2017 tarihli ve 2017/796 sayılı kararının şikâyet edilmeden kesinleşmesini müteakip, anılan disiplin cezasının onaylanması talebinin reddi ile tüm sonuçları ile iptaline ilişkin karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiş ise de, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 48/3-a maddesinde yer alan "a) Hücreye koyma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır..." şeklindeki hüküm gereğince, hükümlünün hücreye koyma disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair disiplin cezasının şikâyet edilmeden kesinleşmesinden sonra 5275 sayılı Kanun"un 48/3-a maddesi gereğince hücre cezasının infazına başlanabilmesi için talep edilen onaylama kararında artık disiplin cezasının esasına ilişkin değerlendirme yapılamayacağı gözetilmeksizin, bu yönden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2-Hükümlünün 16/07/2017 tarihinde teslim olması gereken Foça Açık Ceza İnfaz Kurumuna teslim olmayarak firar etmesi eylemi nedeniyle, anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca disiplin soruşturmasına 2 gün içerisinde başlanması gerekmesine rağmen, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 47/2. maddesinde yer alan “Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhâl ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır.” şeklindeki düzenlemeye aykırı davranılarak, 02/08/2017 tarihinde başlandığı ve hükümlü
hakkında hücre cezası verildiği, disiplin cezasının onanması talebi üzerine, İzmir 2. İnfaz Hâkimliğinin anılan kararı ile disiplin soruşturmasının kanunî süreler içinde yapılmadığı gerekçesiyle disiplin cezasının kaldırıldığı anlaşılmışsa da, bu süreye uyulmamasının disiplin cezasını geçersiz hale getirmeyeceği, bu düzenlemenin amacının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/10/2009 tarihli ve 2007/18669 esas, 2009/12712 karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/10/2010 tarihli ve 2010/4826 esas, 2010/6884 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hükümlü hakkındaki disiplin cezasının infazı ve kaldırılmasında gecikme yaşanmasını engelleyerek koşullu salıverme yönünden aleyhe sonuç doğurmasının önüne geçilmesi olduğu, disiplin cezası soruşturmasının geç yapılması nedeniyle cezanın infazı ve kaldırılması gecikmişse bile bu durum hükümlünün koşullu salıverme tarihinin belirlenmesi aşamasında dikkate alınarak aleyhe sonuç doğuracak şekilde yorumlanmasının önüne geçileceği cihetle, 5275 sayılı Kanun’un 47. maddesinde yer alan sürelere uyulmadığı gerekçesi ile onaylama talebinin reddi ile hücre hapsi cezasının iptaline karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27/02/2018 gün ve 94660652-105-35-13108-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-)Dosya kapsamına göre;
Hükümlünün İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda cezasını infaz ettiği sırada Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılmasına karar verildiği, ancak hükümlünün Açık Ceza İnfaz Kurumuna yasal süresi içerisinde teslim olmayıp 16.07.2017 günü firar ettiği ve firar fiili ile ilgili olarak aynı gün infaz koruma memurları tarafından tutanak tutulup, hakkında 20.07.2017 tarihinde firar fişi düzenlendiği, 24.07.2017 tarihinde Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce hükümlü hakkında 17.07.2017 tarihinde disiplin soruşturması başlatıldığı, disiplin soruşturmasının usulüne uygun şekilde yapılıp tamamlanabilmesi açısından hükümlünün yakalanıp ceza infaz kurumuna alındığının öğrenildiği tarihten itibaren kullanılmak üzere 7 günlük ek süre verilmesi talebinde bulunulduğu, İzmir 2.İnfaz Hakimliğince talep yerinde görülerek 25.07.2017 tarihli ve 2017/3670 esas, 2017/3686 karar sayılı kararı ile “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 47. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ilgili şahsın firar etmesi nedeniyle hakkındaki soruşturmanın tamamlanabilmesi için şahsın yakalanmasından itibaren 7 günlük ek süre verilmesine” karar verildiği,
24.07.2017 tarihinde yakalanan hükümlünün cezasının infazı amacıyla Akhisar Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı,
Hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle 26.07.2017 tarihinde muhakkik görevlendirmesi ile soruşturma işlemlerine tekrar başlanıldığı, 27.07.2017 tarihinde savunmasını yazılı yada sözlü olarak üç gün içerisinde yapmasının istendiği, hükümlünün yazılı yada sözlü savunmada bulunmadığı, 02.08.2017 tarihinde soruşturma raporunun Disiplin Kurulu Başkanlığına sunulduğu ve Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 02.08.2017 tarihinde hükümlünün 20 gün hücre cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu kararın 04.08.2017 tarihinde hükümlüye tebliğ edildiği, hükümlünün 18.08.2017 tarihli dilekçesi ile şikayette bulunduğu,
İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 11.10.2017 tarihli ve 2017/4243 esas, 2017/4814 karar sayılı kararında “disiplin soruşturmasının verilen ek süreye rağmen yasada öngörülen sürede tamamlanmaması nedeniyle verilen disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu....” gerekçesiyle hükümlünün şikayetinin kabulü ile disiplin cezasının tüm sonuçları ile iptaline karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının, İnfaz Hakimliğinin bu kararına karşı yasal süresi içerisinde itiraz ettiği,
İtiraz mercii olarak inceleme yapan İzmir 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2017 tarihli ve 2017/1049 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.
2-)Hukuki değerlendirme;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun “Disiplin Soruşturması” başlıklı 47. maddesinin 2. fıkrasının “Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhal ve en geç iki gün içinde kurumun en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır” düzenlemesini içerdiği, aynı maddenin 3. fıkrasında, “Soruşturma en geç yedi gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre infaz hâkiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir” yine aynı maddenin 5. fıkrasında da “Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır” düzenlemelerinin yer aldığı; hükümlü hakkında firar eyleminin öğrenildiği tarihte başlatılan disiplin soruşturmasının, hükümlü yakalandıktan sonra kullanılmak üzere alınan ek süre içerisinde tamamlanmadığı, kanunda öngörülen emredici ve hak düşürücü sürelere uyulmadan yapılan disiplin soruşturması sonucu verilen disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla; İnfaz Hakimliğince hükümlünün şikayetinin kabulüne ve Disiplin Kurulu Başkanlığının kararının iptaline karar verilmesinde ve bu karara yönelik Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın itiraz merciince reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
3-)Sonuç ve karar;
Yukarıda açıklanan nedenlerle Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmediğinden, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2017 tarihli ve 2017/730 değişik iş sayılı kararına yönelik 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca yapılan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.