Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19995
Karar No: 2016/21212
Karar Tarihi: 15.12.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/19995 Esas 2016/21212 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi         2016/19995 E.  ,  2016/21212 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : İşe iade

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin 25/07/2015 tarihinde sabah 08:00 mesaisine 45 dakika gecikmesi sebebiyle iş akdinin feshedildiğini, davalı tarafça iş akdinin feshine neden olarak gösterilen 4857 sayılı Kanunun 25/II-e maddesinin “işverenin güvenini kötüye kullanma” hususunu düzenlenmekte olup söz konusu gerekçenin haksız ve geçersiz olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının 25/07/2015 tarihinde giriş saatini amirlerine gerçek dışı ve yanıltıcı olarak bildirdiğini, davacı hakkında işe geç gelmesi konusunda daha önceden de tutanak tutulduğunu, davacının bu durumu alışkanlık haline getirdiğini, iş akdinin 30/07/2015 tarihinde Toplu İş Sözleşmesinin 35/B-II-e ve 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-e hükümlerine göre haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, 29/07/2015 tarihli Disiplin Kurulu Kararında davacının 25/07/2015 tarihinde 08:00-16:00 vardiyasında çalıştığı, 08:00’de işbaşı yapması gerekirken 09:36’da ana giriş kapısına geldiği, kartını kasten basmamak suretiyle giriş yaptığı, bu durumun kamera kayıtları ile tespit edildiğinin belirtildiği; buna göre davacının fesih gerekçesi olan olayda işe giriş saatini kasten yanlış beyan ettiği, davacının eyleminin 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-e hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, feshin haklı nedene dayandığı iddia edilmekle birlikte geçerli fesih olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene haklı fesih imkânı tanımaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25.maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir.
    İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
    Dosya içeriğine göre, somut olayda davacının iş akdi, işe geç geldiğini gizleyerek ve kart basmadığı halde bastım diyerek işvereni yanıltması nedeniyle TİS’nin ilgili maddesi ve İK 25/II-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedilmiştir. Mahkemece, fesihte haklı değil geçerli nedenin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    25.07.2015 tarihinde davacının 08:00-16:00 vardiyasına geç gelmesi nedeniyle hakkında 28.07.2015 tarihinde tutanak tutularak Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir. Davacının fesih öncesi alınan savunmasında, telefonunun arızasından dolayı sabah, alarmı duyamadığından işe 45 dk. geciktiğini, işyerine geldiğinde kartını basıp mesaisini tamamladığını belirtmiştir. Disiplin Kuruluna verdiği ifadesinde ise davacı, bir önceki gece geç uyuduğunu, telefonunun kapanmış olduğunu, kendisinin de uyuyakaldığını, sabah güvenliği arayarak geç kalacağını söylediğini, aracı olmayınca metro ile geldiğini, 08:45"de iş başı yaptığını, işyeri çalışanı ...’ın kendisini aradığını, kart bastın mı diye sorduğunu, kendisinin de 8:45’te kart bastığını söylediğini belirtmiştir. ... isimli işyeri çalışanı ise, disiplin kuruluna verdiği ifadesinde, davacının kendisine işe 08:00’de giriş yaptığını söylediğini, oysa kamera kayıtlarında 09:36’da giriş yaptığının tespit edildiğini beyan etmiştir.
    29.07.2015 tarihli Disiplin Kurulu kararı ile davacının olay günü 08:00’de işbaşı yapması gerekirken 09:36’da giriş yaptığının kamera kayıtlarından tespit edildiği, davacının kartını kasten basmayarak giriş yaptığı halde giriş saatini 08:45 olarak belirttiği ve kart bastığını ifade ettiği, davacının bu davranışı ile işvereni yanılttığı, işverenin güvenini kötüye kullanmak, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışta bulunması nedeniyle iş akdinin TİS 35/B-II-e ve İK’nun 25/II-e maddeleri uyarınca bildirimsiz ve tazminatsız feshine karar verilmiştir. 30.07.2015 tarihli fesih bildirimi ile de Disiplin Kurulu kararı gereğince iş akdinin TİS 35/B-II-e ve İK’nun 25/II-e maddeleri uyarınca feshedildiği belirtilmiştir.
    Davacının olay günü saat 9:36’da işe geldiğini gösteren kamera kaydı dosyaya delil olarak sunulmuş, taraf tanıkları dinlenilmiştir. Davacının fesihten önce görüştüğü ... isimli işyeri çalışanı da davalı tanığı olarak duruşmada dinlenilmiştir. Davalı tanığı ... “…davacının kart sisteminde giriş kaydının olmadığını gördüm. Önce kendisini arayarak sorduğumda davacı bana 08:00-16:00 vardiyasında çalıştığını 08:00’de işe geldiğini söyledi…kamera kayıtlarını kontrol ettiğimizde davacının 09:36 da işe geldiğini gördük…Davacının bir kaç defa da giriş kaydının olmadığı olmuştur fakat bu hususta amiri ile görüşüp giriş saatini girdiğimiz olmuştur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
    Özlük dosyası içeriğinden, davacıya fesihten önce iki kez yazılı uyarı verildiği görülmektedir. Buna göre, 24.06.2014 tarihinde işe geç kalmaktan yazılı uyarı verilerek davacıya tebliğ edilmiş; 22.01.2015 tarihinde ise işe sakallı gelmek ve sivil kıyafetle gelmekten yazılı uyarı verilerek davacıya tebliğ edilmiştir. Davacının iş akdi ise 30/07/2015 tarihinde feshedilmiştir.
    O halde, disiplin Kuruluna verdiği ifadesi ve fesih öncesi alınan savunma içeriği ile olay günü işe 45 dakika geciktiği davacının da kabulündedir. Davalı taraf ise, davacının işe 45 dakika değil; 1 saat 36 dakika geç geldiğini ve davacının işyeri çalışanına vaktinde geldiğini ve kart da bastığını beyan ederek işvereni yanılttığını, bu davranışı ile işverenin güvenini kötüye kullandığını savunmaktadır.
    Davacı vekili ise temyizinde, olayla savunma arasında 4 günlük bir süre geçtiğini, davacının giriş saatini hatırlayamamasının olağan olduğunu, bir an için savunmanın doğru olduğu kabul edilse dahi davacının bu davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açmadığını, daha basit bir ceza verilebilecek iken işten çıkarma cezası verilmesinin hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu, feshe son çare olarak başvurulmadığını ileri sürmektedir.


    Her ne kadar, feshe konu olayın meydana geldiği 25.07.2015 tarihinde davacının 08:00-16:00 vardiyasına geç geldiği davacının kabulü, davalı tanığı ...’ın beyanı ve kamera kayıtları ile anlaşılmış ve yine davacı öncesinde işe geç kalmaktan yazılı uyarı almış ise de, yazılı uyarı ile davacının feshe konu eylemi arasında bir yıldan uzun bir süre geçtiği, davacının feshe konu davranışının müstakil yeni bir davranış olduğu; davacının işe 1 saat 36 dakika geç gelmesi ve kart basması gerekirken kart basmayarak davalı tanığı ...’a işe vaktinde geldiğini ve kart bastığını beyan etmesi şeklindeki eylemi karşısında iş akdinin feshinin hakkaniyet ve ölçülülük ilkelerine aykırı olduğu görülmektedir. Davalı işverence, davacının olay günü işe 1 saat 36 dakika geç gelmesinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, iş ilişkisinin sürdürülmesinin kendisinden beklenemeyeceği yönünde bir ispat faaliyetinde bulunulmamıştır. O halde, fesihte haklı neden bulunmadığı gibi geçerli neden de söz konusu olmadığı anlaşılmakla davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4-Davacı işçinin işe iadesi için süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5- Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 1,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
    6- Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 174,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
    8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, KESİN olarak 15/12/2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi