Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/4298 Esas 2017/11950 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4298
Karar No: 2017/11950
Karar Tarihi: 27.04.2017

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/4298 Esas 2017/11950 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2017/4298 E.  ,  2017/11950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    - K A R A R –

    Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
    1)Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın değerlendirmeye esas alınan satışına ilişkin akit tablosunun incelenmesinde, cinsinin bahçeli kahvehane inşaatı olduğunun belirtilmesi karşısında üzerindeki kahvehane inşaatının değerinin satış bedelinden düşülmeden hesap yapılması doğru olmadığı gibi, emsalin satış tarihi olan 01.08.2006 günü itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ve değerlendirme tarihi itibariyle kadastral parsel olan dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payının hangi oranda olacağı ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmadan hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınacak nitelikte değildir.
    Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
    2)Dava konusu taşınmaz için davacı idarece düzenlenen Kıymet Takdir Raporu dosyaya celp edilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.