Esas No: 2019/2068
Karar No: 2022/468
Karar Tarihi: 24.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2068 Esas 2022/468 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2019/2068
KARAR NO : 2022/468
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİH : 24/03/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı .. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili; davalı ...Ecza Deposu hakim ortağı ve yetkilisi olan davalı ...'in müvekkili ile 2005 yılından beri ilaç alım- satım ilişkisi bulunduğunu, davalının 2011 yılında dava dışı ... Ecza Deposunun kendi şirketler grubuna dahil olduğunu belirterek bir kısım mal alımını bu şirket üzerinden yapmak istediğini, müvekkilinin de kabulü ile bu firma ile mal alım satımı yapıldığını, ancak bir süre sonra ... Ecza Deposunun ödeme yapmamaya başladığını, adına ...Ecza Deposu tarafından bir kısım ödeme yapıldığını, kalan alacak için müvekkili tarafından ... Ecza Deposu hakkında icra takipleri başlattıklarını, ancak haciz aşamasında şirketin hiçbir mal varlığının bulunmadığının anlaşıldığını, bu şirketin ortakları davalının kardeşi ...'ın ortağı oldukları şirketin gerçekte davalının kontrolünde olduğunu, ...'in de sonradan hisselerini diğer ortağa devrettiğini, davalının ... firmasının finansman sıkıntısını haksız kazanç sağlayarak aşmaya çalıştığını, müvekkilinin alacak tutarının 16.949.924,72-TL olduğunu, ... Ecza Deposu ile...Ecza Deposu'nun fiilen davalının kontrolünde olduğunu, tüm ticari kararların davalı ... tarafından veya onun onayı ile alındığını, ...Ecza Deposuna ve borcun yapılandırılmasına ilişkin yazışmaların .. Eczanesi çalışanları tarafından bu firmanın e-posta adresi üzerinden yapıldığını, taraflar arasındaki görüşmeler sonucunda garanti sözleşmesi imzalanması konusunda anlaşıldığını, bu sözleşme ile garantörlerin borçtan müteselsilen sorumlu kılındıklarını, ancak imza günü davalı ...'in imza atmaktan vazgeçtiğini, bu sözleşmenin davalının kardeşi ile mutemetleri, ... Ecza Deposu ve dava dışı ...şirketi tarafından imzalandığını, bu sözleşmenin de davalılar arasındaki bağı doğruladığını, müvekkili tarafından ... Ecza Deposuna satılan ilaçların... Ecza Deposu adına kayıtlı olmasının da bu ilişkiyi ve organik bağı doğruladığını, şirketlerin stok ve envanter kayıtlarının birbirine karışmış olduğu, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin kaldırılması suretiyle müvekkilinin alacağının tahsilinin mümkün kılınmasının gerektiğini, davalının Teraspark firmasının da hakim hissedarı olup paravan şirket yoluyla elde ettiği kazancı bu şirkete aktardığını belirterek, 500.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP : Davalı ... Ecza Deposu ... Ltd. Şti. ve ... vekili; davacı vekilinin aynı iddialarla yaptığı suç duyurusu üzerine İstanbul CBS'nin 2015/121803 Soruşturma sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ticaret sicil kayıtlarından görüleceği üzere ... Ecza Deposu ile ... Ecza Deposu farklı zamanlarda kurulmuş tüzel kişilikler olup aralarında fikri ve muvazaalı birliktelik durumunun söz konusu olmadığını, uzun yıllar sorunsuz işleyen ticari ilişkiye rağmen müvekkili ile hiç bir bağı olmayan şirketle davacı arasındaki ilişki bahane edilerek şahsi menfaatlerin korunmaya çalışıldığını, şirketin sermayesinin borçlu olduğu iddia edilen miktarı karşılamadığından bahisle müvekkillerine dava açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı . .. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; tüzel kişiliklerde mal ayrılığı ilkesi geçerli olup, tüzel kişinin malvarlığının, onun ortaklarının ve yönetiminde bulunan organları oluşturan kişilerin ve kardeş ortaklıkların malvarlığından bağımsız ve ayrı olduğu, eğer kişilik ve mal varlığı ayrılığı ilkesi uygulanmıyorsa, yani malvarlıkları birbirine karışmışsa ve bu durumdan 3. kişiler zarar görüyorsa, art niyetle ve hesabi davranışlarla sırf sorumluluktan kurtulmak amacıyla tüzel kişilik perdesi ardına sığınılmış ise, bu durumda TMK'nın 2. maddesi gereği şahıs ve mal ayrılığı ilkesinin istisnaen uygulanmadığını, somut olayda davacının, alacağını dava dışı borçlu şirketten alamadığını ve borçlu şirket ile davalıların organizasyonları ile malvarlıklarının birbirine karıştığını iddia etmesine göre, tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesi gereğince davalı tarafa ait ticari defterlerin de incelenmesi suretiyle borçlu ile davalıların malvarlıklarının karışıp karışmadığı, tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılması koşullarının var olup olmadığının tespiti yoluna gidildiği, bilirkişi raporunda dava dışı borçlu şirket ile davalı şirketler arasında gerçekleştirilen iş ve işlemlerin kapsam ve mahiyeti dikkate alınarak dava dışı şirket ile davalı şirketler arasında kimin finansman ihtiyacı var ise diğer şirketin onun finansmanını sağladığına ilişkin tespit ile organik bağın varlığının kabul edildiğini, bilirkişi raporunda ayrıntılarıyla belirlenen hususlar dikkate alındığında, davalı şirketler ve davalı şirketin hakim ortağı olan davalı ... arasında organik bağ olduğu ve dava dışı borçlu şirketin mal varlığının davalıların mal varlığı ile karıştığı, davacının dava dışı şirketten olan alacağından sorumlu tutulmaları gerektiği sonucuna varıldığı, hal böyle oluncatüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesinin uygulanma koşullarının gerçekleşmiş bulunmasına göre, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı ... Gayrimenkul vekili; mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkilinin diğer davalılar ile somut bir organik bağının ortaya konulamadığını, müvekkili şirket ile dava dışı ... Ecza Deposu arasında tek bir ticari ilişki bulunmadığını, bilirkişi raporunda ... Ecza deposunun kestiği otel faturasına raporda yer verildiğini, fakat müvekkilinin banka yolu ile gönderdiği havaleye yer verilmediğini, müvekkili ile şirketin müdürü ... arasındaki hangi işlemlerin organik bağ anlamına geldiğinin açıklanmadığını, müvekkili ile dava dışı ... Ecza Deposu arasında organik bağın varlığını tespit için gereken kriterlerin hiç birinin mevcut olmadığını, bu nedenle dayanaktan yoksun bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı ile davalı ... Ecza Deposu arasındaki ticari ilişki sonucu oluşan alacağın tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle, borçlu ile organik bağ bulunduğu iddia edilen davalılardan tahsili istemine ilişkindir.Öğreti ve uygulamada kabul edilen tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi; bazı şartların varlığı halinde, tüzel kişilik ve mal ayrılığı ilkesi dikkate alınmadan mevcut tüzel kişiliğin arkasına saklanan gerçek veya tüzel kişinin borçtan sorumlu tutulmasını ifade etmektedir. Mal varlığının bağımsızlığı ve sınırlı sorumluluk ilkelerinin istisnası olan tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi, ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Bu teoriye ihtiyatlı bir biçimde yaklaşılmalı, istisnai olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanmalı ve bu teorinin uygulanmasına ancak tüzel kişilik kavramının arkasına saklanılarak dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı, kendisine tanınan hakkın kötüye kullanılarak üçüncü kişilerin zarara uğratıldığı, zarara yol açan tüzel kişinin sorumluluğuna hükmedebilmek için ise başka bir yasal nedene dayanılmasının mümkün olmadığı durumlarda başvurulmalıdır (Yargıtay 11 HD 23.02.2021 tarih ve 2020/2970 esas, 2021/1603 karar sayılı ilamı).Somut olayda; davacı ile dava dışı...Ecza Deposu arasında gerçekleşen ticari alım satım ilişkisi kapsamında oluşan alacağın ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu şirket aleyhine İstanbul 3. İcra Dairesinin ...ve...esas sayılı dosyalarında icra takibi başlatıldığı, ancak haciz aşamasında borçlu şirket adına kayıtlı mal varlığının bulunmaması nedeniyle alacağın tahsil edilemediği, davacının ticari defter kayıtlarına göre davacı alacağının 16.949.924,72-TL olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından; asıl borçlu ... Ecza Deposu'nun eski ortaklarından...'in davalı ...'in kardeşi olduğu, ...Ecza Deposu şirketinin davalı ...Ecza Deposu şirketi ile 11.11.2009- 03.03.2010 tarihleri arasında aynı adreste faaliyet gösterdikleri, davalı... Ecza Deposu'nun münferiden yetkilisinin davalı ... olduğu, dava dışı ...Ecza Deposu'nun ortağı olan ...'in davalı ...'ın kardeşi olup sonradan hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı, davalı ...şirketinin ise davalı ... ile dava dışı ... tarafından kurulduğu, ...ın hisselerini dava dışı kişiye devrettiği, ...'in halen ortak ve şirketin yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır.25.03.2015 tarihli garanti sözleşmesinde; alacaklı davacı, borçlular ise ...ve...Ecza Deposu firmaları olup, sözleşmenin konusunun borçluların alacaklı nezdinde doğmuş ve doğacak olan tüm borçlarının ödenmesinin garanti edilmesi olduğunun belirtildiği, garantör olarak davalılar ... ve ... ile birlikte dava dışı şirket ve kişilerin de adının geçtiği, sözleşmenin davacı ile birlikte garantör sıfatıyla ...Ecza Deposu, ...l ve ... firmaları tarafından imzalandığı, davalıların ise sözleşmeyi imzalamadıkları görülmüştür.
Taraflar arasındaki e-posta yazışmalarından; davacı ile olan ticari ilişkide dava dışı asıl borçlu ... Ecza Deposu'nun davacıya olan borcunun ödenmesi, yapılandırılması gibi konularda davalı ... Ecza Deposu'nun çalışanları tarafından bu şirketin e-posta adresinden davacıya mesajlar yazıldığı, bu e-postalar arasında davalı ...'in de ödeme taahhüdünü içeren yazışmalarının bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre dava dışı ... Ecza Deposu'ndan 2015 yıl sonu itibariyle 16.949.924,72-TL alacaklı, davalı ... Ecza Deposundan ise 4.322.551,78-TL alacaklı olduğu, davalı ... Ecza Deposu'nun davalı ... şirketinden 2.603.658,34-TL alacaklı olduğu, davalı ... şirketi ile dava dışı ...şirketi arasında 2011 yılından itibaren yoğun bir ticari ilişki bulunduğu, ... şirketi yüklü miktarda alacaklı iken bile ... şirketine ödemeler yaptığı, şirketler arasında mal alışverişi haricinde sürekli çek alış verişi bulunduğu tespit edilmiştir. Dava dışı ...şirketinin borcunun yapılandırılması ve ödenmesi konusunda davalı ... şirketi çalışanları ve davalı ...'in ... şirketi adına davalı ile yaptıkları yazışmalar, borçlu şirket ile davalı şirketlerin ortaklık yapısı itibariyle ...şirketinin önceki ortağı olan ...'in davalı ...'ın kardeşi oluşu, davalı ...'ın diğer davalılar...şirketlerinde de ortak oluşu, borçlu ...şirketi ile davalı ...şirketi arasındaki yüksek hacimli ve bir mal satışına dayanmayan ticari ilişki, yine ...şirketi ile ...k arasındaki yüksek hacimli işlemler, ayrıca davalılar tarafından imzalanmamış olsa da garanti sözleşmesinde davalı ...'ın kardeşi ...ile yine davalı ...'ın eski ortağı olduğu ve e-posta yazışmasında kendisine ait olduğunu belirttiği ...şirketinin imzasının bulunması, bir kimsenin ilgisinin olmadığını iddia ettiği başka bir şirketin borcunu üstlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı oluşu hususları da birlikte değerlendirildiğinde; borçlu ...şirketi ile davalılar ... şirketi arasında organik bağ bulunduğu, davacının alacağının hiçbir mal varlığı bulunmayan borçlu şirketten tahsil olanağının bulunmadığı, borçlu şirket ile davalılar arasında genellikle mal alışverişine dayanmayan yoğun bir para trafiği bulunduğu, bu suretle davalıların tüzel kişilik kavramının arkasına saklanarak dürüstlük kuralına aykırı davranışlarla davacının alacağının tahsilini engelleyerek alacaklıyı zarara uğrattıkları, bu nedenle davacının dava dışı şirketten olan alacağını, tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle davalılardan isteyebileceği kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı ... Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 34.155-TL istinaf karar harcından davalı ... Ltd. Şti. tarafından peşin yatırılan 8.538,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 25.616,25-TL bakiye harcın davalı .. Ltd. Şti.'den alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
Davalı ... Ltd. Şti. tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından sarf edilen 50-TL istinaf yargı giderinin davalı ... Ltd. Şti.'den alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022