Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3673
Karar No: 2014/659
Karar Tarihi: 20.01.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/3673 Esas 2014/659 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/3673 E.  ,  2014/659 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 28.11.2012
    No : 2007/244-2012/655

    Dava, davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    Davaya konu olayda; N.. Turizm Res. ve Ak. Tic. Ltd. Şti. ve Poli Dünyası Turizm Gıda Pet. Teks. Mob. San. Tic. Ltd. Şti. yetkili genel kordinatörü olan davacı hakkında, anılan şirketlerin prim borçlarından dolayı haciz işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır.

    Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinin 1. fıkrasında “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir.” hükmü mevcut olup, anılan düzenlemedeki süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Hal böyle olunca, öncelikle, Kurumdan, dava dışı şirketler ile davacı hakkında yapılan icra takip dosyaları, ödeme emri tebliğ belgelerini de içerir olarak celp edilerek, ticaret sicil müdürlüğünden her iki şirketin ticaret sicil kayıtları, genel kurul kararları, ana sözleşmeleri ve benzeri evrak getirtilerek, Kurumun borç tahakkukuna dayanak teşkil eden işleminin hangi şirketin prim borçlarına ve hangi döneme ait olduğu Kurumdan sorularak, davacıya bu prim borçlarından dolayı ödeme emri tebliğine dair evrakın bulunup bulunmadığı belirlenerek, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süreyi geçirdikten sonra menfi tespit davası açılamayacağı gözetilmelidir.

    Davanın süresinde açıldığı sonucuna varılırsa, davacının anılan şirketlerde temsil ve ilzama yetkili yönetici sıfatının başladığı ve bittiği tarihler tereddütsüz olarak belirlenerek, davacının anılan şirketlerde temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki döneme yönelik, prim alacaklarına ilişkin olarak 506 sayılı Yasanın 80. maddesi ile getirilen özel nitelikteki düzenlemenin davanın yasal dayanağı olduğu nazara alınmalıdır. Bu maddeye göre, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu özel düzenleme karşısında, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönemde şirketlerin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı anılan yasa gereğidir. Ancak, davacının, şirket yöneticiliğinden istifa ettiğinin belirlenmesi halinde hangi tarihte istifa ettiği araştırılarak, şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan üst düzeydeki yönetici ve yetkililerin borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilecekleri ve haklı nedenin varlığı halinde prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamayacakları gözetilerek, şirketteki temsil ve ilzam yetkisinin kalktığı tarihe kadar 506 sayılı Yasanın 80. maddesi kapsamında, davacının sorumluluğu irdelenerek, gerekirse bu yönde mali konularda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

    Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.01.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi