6. Ceza Dairesi 2019/2052 E. , 2019/6279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Önceki hükümde direnilmesine,
TCK"nin 149/1-a-h, 31/3, 168/3, 62/1, 63/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 26 gün hapis cezası.
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Müşteki ..."e yönelik yağma suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nin 149/1-a-h, 31/3, 168/3, 62, 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Üsküdar Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.02.2011 gün, 2010/114 Esas ve 2011/41 Karar sayılı hükmün, sanık ... savunmanı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi 26.10.2015 gün 2013/6908-2015/44362 sayı ile;
""İddianamede suçun neden ibaret bulunduğu daha doğrusu yüklenen eylemin neler olduğu açıklanmalıdır. Esas olan iddianamede yazılı sevk maddesi olmayıp, iddianamede olayın anlatılış biçimidir. Açılmış dava olup olmadığı, sevk maddesine göre değil, eylemin açıklanış ve yasal unsurlarını gösteriş biçimine göre belirlenmelidir. Eğer açıklık yok ise, iddianame iade edilerek, yeniden düzenlenmeden hüküm kurulmamalıdır. (CMK. 170. maddesi)Cumhuriyet savcısı soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasına ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin iki karardan birini verir.Kovuşturmaya yer olmadığına kararları kesin hüküm niteliğinde değillerdir. Kovuşturmama kararına karşı;
a) Suçtan zarar gören, kovuşturmasızlık kararının kendisine bildirilmesinden başlayarak 15 gün içinde bu karara itiraz eder ve itirazı inceleyen makam itiraz dilekçesinde kamu davasını haklı gösterecek olaylar ve deliller görür ise, kamu davasının açılmasına karar verir. Cumhuriyet Savcısı bu halde kamu davası açar. Hakimin, Cumhuriyet Savcısının yerine geçerek dava açması dahi söz konusu olamaz. Kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz CMK"nin 173. maddesinde düzenlenmiştir.
b) Cumhuriyet Savcısı, şüpheli ve/veya şüphelilere karşı yeni delillerin çıkması durumunda da yeniden değerlendirme yaparak daha önce kovuşturmasızlık verdiği konuda dava açabilir. (CMK. 172/2).Ancak; kovuşturmama kararı sanık veya/sanıklar için bir baskı aracı da olamaz, o halde gelişigüzel bu karar kaldırılıp dava açılamaz.
CMK"nin 171. maddesinde Cumhuriyet Savcısının kamu davasını açıp açmayabileceği hususuna yer verilmiştir. Yani her durumda dava açma yetkisi Cumhuriyet Savcısında bulunmaktadır.
CMK"nin 225. maddesine göre, “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” Özetle hükmün konusu, duruşma sonucuna göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
İddianamede anlatılan olay, hükmün konusudur. Dava konusu yapılmayan bir eylem nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.Somut olayımıza gelince;
Mağdur ...’in 11.09.2007 tarihli şikayeti üzerine başlatılan soruşturma neticesinde; Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/32536 soruşturma nolu Ek Kovuştumaya Yer Olmadığına Dair Karar ile sanık ...’nın, mağdur ..."e karşı ""Yağma"" suçundan ""Mağdura ait cep telefonunun bıçak tehdidi ile alındığına ilişkin kamu davası açmaya yeterli delil elde edilemediği"" gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği ve bu karara itiraz edilmediği, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığınca yeni bir delil araştırması yapılmadığı halde aynı soruşturma sonucunda, 12.12.2007 tarih ve 2007/12521 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında, mağdura yönelik ""Güveni kötüye kullanma"" suçuna yer verilip, ""Silahlı yağma"" fiili ile ilgili takipsizlik kararı verildiği belirtilip takipsizlik kararının CMK"nin 172-173. maddelerine göre ortadan kaldırıldığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği gibi bu yönde hukuki bir sürecin başladığının da açıklanmadığı, Kartal 1. Çocuk Mahkemesine açılan davada; 10.02.2010 tarih 2007/553 Esas, 2010/31 Karar sayısı ile sanığın eyleminin, TCK"nin 149/1-a-h maddesi kapsamındaki ""Nitelikli yağma"" suçunun değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle görevsizlik kararı verilerek dosya Üsküdar Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
İddianame bir suç için yargılamanın başlayabilmesini sağlayan dava şartıdır.
Ceza Muhakemesi Kanunu 172-173. maddelerine göre ""Yağma"" suçundan Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın ortadan kaldırılıp kaldırılmadığının belirli olmadığı veya bu yönde hukuki süreç tespitinin bulunmadığı, bu durum giderilmeksizin anılan görevsizlik kararını benimseyen Üsküdar Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin yargılamaya devamla usulüne uygun açılmayan ""Yağma"" suçundan sanık hakkındaki mahkumiyet kararı ile hükme bağlanması suretiyle, sanık için adil yargılama hakkını içeren usul kurallarına aykırı davranılarak sanığın hak arama hürriyeti ve savunma hakkı kısıtlanarak, hak ihlaline neden olunması"" şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2016 gün 2015/466- 2016/2 sayılı kararı ile;
""Sanığın eylemi mahkememizin gerekçeli kararında da kabul edildiği gibi olay tarihinde tiner denilen kimyasal maddeyi kullanan sanığın daha önceden tanıdığı şikayetçinin yanına gelerek "Çıkar paraları" dediği, şikayetçinin "Para yok" demesi üzerine ceplerini aradığı ve cebinde bulunan cep telefonunu istediği, şikayetçinin vermek istememesi üzerine cebinden çıkardığı bıçağı şikayetçinin bacağına değdirerek cep telefonunu alıp olay yerinden gittiği, eylemin bu haliyle yağma suçunu oluşturduğu, eylemin tek ve bölünemez olduğu, Cumhuriyet Savcılığının soruşturma sırasında eylemi, güveni kötüye kullanma olarak nitelendirdiği ve yağma suçunu oluşturmadığı gerekçesiyle vasıftan kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiği ve bu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hukuki değerinin bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay bozma kararı usul ve yasaya aykırı bulunmuştur"" gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün sanık ve savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "Onama" istekli 25.08.2016 gün ve 2016/70282 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya; 5271 sayılı CMK"nin 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10. maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07/12/2016 gün, 2016/1182 Esas ve 2016/1091 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenip, yapılan değerlendirme sonucunda direnme kararı yerinde görülmediğinden anılan husus hakkında karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderildiği,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 26/03/2019 gün, 2017/6-99 Esas ve 2019/264 sayılı kararı ile İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin direnme kararının isabetli olduğundan bahisle esastan incelenmek üzere Dairemize tekrar gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı nitelikli yağma suçunun sübutunu kabul; oluş ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliğini tayin; cezayı azaltıcı hallerin usulüne uygun olarak tespit ile takdir yerinde görüldüğünden,
"Dairemizin 26.10.2015 tarih ve 2013/6908 Esas, 2015/44362 karar sayılı bozma kararının" kaldırılarak yeniden yapılan inceleme sonucunda;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 18.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.