Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/3451 Esas 2014/11708 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3451
Karar No: 2014/11708

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/3451 Esas 2014/11708 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/3451 E.  ,  2014/11708 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 19/04/2012
    NUMARASI : 2010/81-2012/186

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar M.. Ç.. ve H.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı Mehmet vekili, davalı borçlu Ertuğ aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Muzaffer’e onun davalı Mihran"a onun da davalı Hicran’a satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı Mihran ve Hicran vekili davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu ve taşınmazın kısa sürelerle el değiştirdiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalılar Mihran ve Hicran vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişi ya da kişilerin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduklarının anlaşılması halinde İİK’nin 283/II maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
    Somut olayda da 4. kişi durumundaki Mihran ve son malik Hicran’ın kötüniyetli olduklarının ispat edilemediği gibi bu davalılar ile borçlu arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını bu kişilerin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilememesine göre temyiz edenler için davanın reddi ile davalı Muzaffer’in taşınmazı elden çıkardığı tarihteki bedel ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi yerine yazılı olduğu gibi hüküm tesisi isabetli değildir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hicran ve Mihran vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar H.. Ç.. ve M.. Ç.."e geri verilmesine 15.09.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.