11. Hukuk Dairesi 2017/3617 E. , 2019/2297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/02/2017 tarih ve 2015/1415 E. - 2017/110 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 16/06/2017 tarih ve 2017/615-2017/619 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 26.03.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin mallarını kara yolu ile 107 araç ile ..."dan ..."a, 21 araç ile ..."ten ..."a, 26 araç ile ..."ten ..."a taşıdığını,..."a yapılan taşımalarda bölgede sürekli çatışmalar yaşandığı için taşıma işi yapan Türk firmalarının taşıdıkları malları belirli bir bölgeye kadar getirebildiğini ve sonrasında Arap taşıma firmaları ile anlaşmaya vararak, kalan mesafe için malları..."lı kişi ya da şirketler eliyle taşıttığını, bu durumda da taşıma ücretlerinde sürekli fiyat artışlarına neden olduğunu, müvekkili şirketin davalı için yapılan taşıma işinde fiili taşımayı gerçekleştirmesi için MSV Uluslararası Taşımacılık Ltd. Şti. ile çalıştığını, taşıma işlerine başlandığında araç başına taşıma fiyatının MSV firması tarafından ...-... için 2.600 USD iken 3.550 USD"ye, ...-... için 3.300 USD iken 4.200 USD"ye, ...-... için 3.300 USD iken 4.000 USD"ye çıkarıldığını, bölgede savaş koşulları olduğu için müvekkilinin davalı şirket ile anlaştığı birim fiyatlarından taşımayı gerçekleştirmenin mümkün olmadığını davalı şirkete bildirdiğini, 30.10.2015 tarihinde yapılan toplantıda, davalı şirketin işe devam edilmesini, artan taşıma fıyatlarını kabul edeceklerini beyan ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin MSV firmasına işe devam etmesini, istedikleri ücretlerin ödeneceğini bildirdiğini, davalı şirketin toplam 154 araçlık sevkiyatının başarı ile tamamlandığını, bu doğrultuda fiili taşıyıcı MSV firmasından 154 araca ilişkin toplam 516.500,00 USD bedelli faturalar kesilerek müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili şirketin de davalı şirkete maliyet miktarının üzerine kârını da ekleyerek fatura keseceğini bildirdiğini, ancak davalı şirketin müvekkili şirkete iş tamamlandıktan sonra bu şekilde fatura kesilmesinin kabul edilmeyeceğini, 2 ayrı fatura kesilmesini, birinci faturanın taşıma işlemi başlamadan belirtilen birim fiyatlar üzerinden düzenlenmesini, ikinci faturanın da bunun üzerinde yer alan miktar için açıklamalı şekilde navlun fark faturası kesilmesini, ödemelerin ancak böyle yapılacağını söylendiğini, bunun üzerine müvekkili şirket alacağının miktarının ve kendisinin fiili taşıyıcıya yapacağı ödemenin çok büyük olması nedeniyle, zor durumda kalmamak için davalının istediği gibi 2 ayrı fatura düzenlendiğini, davalı şirketin birinci faturayı geciktirmek sureti ile de olsa ödediğini, ancak ikinci fatura ile ilgili hiçbir ödeme yapmadığını, gönderilen faturayı da iade ettiğini, müvekkilinin davalının mallarını ..."a taşımak için fiili taşıyıcıya ödediği rakamın 516.500,00 USD iken davalı şirketin müvekkile ödediği miktarın 467.950,00 USD olduğunu, davalı şirketin maliyet rakamlarında yer alan artış nedeniyle müvekkilinin kârı ile birlikte ödemesi gereken 83.925,00 USD daha bulunduğunu ileri sürerek, 83.925,00 USD"nin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile arasındaki sözleşmede belirtilen tutarlara uygun olarak tüm borcunu ödediğini, dava konusu taşıma işine ilişkin olarak taraflar arasında e-posta yoluyla 14.10.2014 tarihinde sözleşme yapıldığını, ekli sözleşmede ücretlerin ... - ... 2.825,00 USD/TIR, ... - El Mussaib 3.025,00 USD/TIR, ... - ... 3.525,00 USD/TIR, ... -... 3.525,00 USD/TIR olarak kararlaştırıldığını, dava konusu tüm nakliye işlerinin bu sözleşme kapsamında tamamlanarak davacı şirket tarafından 28.11.2014 tarihli, 467.950 USD bedelli fatura düzenlendiğini, bizzat davacı tarafından düzenlenen faturadaki birim fiyatların sözleşme birim fiyatlarını teyit ettiğini, bunun dışında herhangi bir ücretin kararlaştırılmadığını, müvekkili şirketin nakliye işi için yalnızca davacı şirket ile anlaştığını, davacının üçüncü kişiler ile yaptığı anlaşma ve ödemelerin müvekkili şirketi borç altına sokmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 14.10.2014 tarihinde davalıya ait malların davacı tarafından ..."dan ..."a 2.825,00 USD/TIR, ..."dan El Mussaib"a 3.025,00 USD/TIR, ..."ten ..."a 3.525,00 USD/TIR, ..."ten ..."a 3.525,00 USD/TIR"a taşınması hususunda anlaşıldığı ve buna göre yapılan taşıma sonucunda hesaplanan bedelin ödendiği, ancak..."ın siyasi ortamındaki olumsuz gelişmelerden dolayı taşıma riskinin artması nedeniyle taşıma ücretlerindeki artışın fiyata yansıtılması yönünde davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket ederek taraflar arasında yeni bir anlaşma yapıldığını, fiyatların revize edildiğini miktar itibariyle yazılı olarak ispatlaması gerekirken ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin, davacı taşıyanın 09.10.2014 tarihli e-posta yoluyla gönderdiği teklifinin, davalı taşıtan tarafından 14.10.2014 tarihinde aynı yolla kabulü suretiyle kurulduğu, bu tarihten önce tarafların birbirlerine teklif vermelerinin ve yazışmalar yapmalarının ticari hayatın bir gereği olup, 11.09.2014 ve 03.10.2014 tarihli yazışmaların, dava konusu taşıma sözleşmesinin şartlarında bir değişiklik yapmasının mümkün bulunmadığı, yine Kuzey..."taki durumun savaş hali, mücbir sebep veya beklenmeyen hal olarak değerlendirilmeyeceği, davacı taşıyanın basiretli bir tacirin göstermesi gerekli özeni
göstererek, iç karışıklıklar, saldırı vb. tehlikelerin sıkça baş gösterdiği ülkelerde, bu türden tehlikelerle ilgili kesin önlemler almalarının zorunlu olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.