14. Hukuk Dairesi 2018/4830 E. , 2021/3257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.2016 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalının babasından kalan taşınmazlar ile kendi taşınmazlarının komşu olduklarını, davalının babasından kalan taşınmazlarda yaptığı kazı çalışmaları nedeniyle sınır çizgilerinin bozulduğunu, taşınmazların bulunduğu yerlerde kazı nedeniyle toprağın göçmeye başladığını, bu şekilde davacılara ait taşınmazlar üzerindeki evin de tehlikeye sokulduğunu belirterek müdahalenin men"i ile oluşan zararın giderilmesini ve eski hale getirilme masrafların davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “davanın kabulü ile; davacılara ait dava konusu...ilçesi, Başlamış Mahallesi, Köy içi Mevkii 146 ada 1 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara, davalının babasına ait 146 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlardaki toprağı kazmak suretiyle yaptığı haksız müdahalenin menine, davacılara ait taşınmazlardaki toprak kaymasını önlemek için gerekli 15.500,00TL tazminatın, 1.000,00TL"sinin dava tarihi 12/01/2016 tarihinden, 14.500,00TL"sinin ıslah tarihi olan 07/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapudaki hisseleri oranında davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 738. maddesiyle 737 maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır."
Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir.
Komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım halinin saptanması halinde, mahkemece kurulacak hükümde zararlı davranışın giderilme şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin karar yerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Esasen bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin hükmü gereğidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, müdahalenin ne şekilde giderileceğine dair belirleme yapılmaksızın, hüküm sonucunda yalnızca "müdahalenin menine" denilmek suretiyle, infaza elverişli olmayacak biçimde hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığı ile müdahalenin ne şekilde giderilebileceği ve bunun için yapılması gereken işlemler ile alınması gereken tedbirlerin neler olduğu, bilirkişi rapor ve krokisinde tereddüte neden olmaksızın, ölçüye dayalı olarak açıkça ve infaza elverişli biçimde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, “Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan ilamlar” başlığını taşıyan İcra ve İflas Kanunu"nun 30. maddesi “Bir işin yapılmasına mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24. maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya ilamda gösterilen müddet içinde ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin ederek işi yapmayı emreder. Borçlu muayyen müddetlerde işe başlamaz veya bitirmez ve iş diğer bir kimse tarafından yapılabilecek şeylerden olur ve alacaklı da isterse yapılması için lazım gelen masraf icra memuru tarafından ehlivukufa takdir ettirilir. Bu masrafın ilerde hükme hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunup kendisine verilmek üzere ifasına alacaklı muvafakat ederse alınıp hükmolunan iş yaptırılır. Muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kafi miktarda malı haciz ile paraya çevrilerek o iş yaptırılır.
Mahkemece, İcra ve İflas Kanunu 30. madde hükmüne aykırı olacak şekilde, taşınmazlardaki toprak kaymasını önlemek için belirlenen tazminatın, davalıdan tahsiline şeklinde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.