21. Hukuk Dairesi 2018/867 E. , 2018/6325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, sigortalının 23.03.2009 tarihli iş kazası sonucu vefatı nedeniyle davacı eş, çocuk, anne ve kardeşlerin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 23.03.2009 tarihli iş kazasının meydana gelişinde müteveffa sigortalının % 30, davalı ... Tur. Tem. Gıda ve Taş. A.Ş."nin % 35 ve davalı ..."nin % 35 oranında kusurlu oldukları, dava dilekçesi ile davacı eş ve çocuk için 100000 TL maddi, ayrı ayrı 60000 TL manevi tazminat ile davacı anne için 50000 TL ve kardeşler için 30000 TL manevi tazminatın ayrı ayrı talep edildiği, ıslah dilekçesi üzerine davacı eş ve çocuk yararına toplam maddi tazminat isteminin 191697,27 TL"ye çıkarıldığı, Mahkeme tarafından davacı eş ve çocuk yönünden toplam 191697,27 TL maddi, davacı eş için 50000 TL, çocuk için 60000 TL, anne için 50000 TL ve kardeşler için 15000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken tahsiline karar verildiği, ilamın davacılar vekili ile davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 10.10.2016 tarihli kararı ile bozulduğu, bozma ilamında davacı çocuk, anne ve kardeşler lehine takdir edilen manevi tazminatların fazla olduğuna değinildiği, Mahkemenin bozma ilamına uyduğu ve nihai olarak davacı eş ve çocuk yönünden toplam 191697,27 TL maddi, davacı eş ve çocuk için ayrı ayrı 50000 TL, anne için 35000 TL ve kardeşler için 10000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken tahsiline ve davacılara ödenmesine yönelik hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"da (ayrıca mülga 1086 sayılı HUMK içeriğinde) “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrarı sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü müktesep hak, anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar “Hukuk Devleti” kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Zira usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya devam edilmiş olup, ilam için temyiz isteminde bulunmayan davalı ... Turizm Temizlik Gıda ve Taşımacılık A.Ş. yönünden hüküm kesinleşmiş ve fakat akabinde Mahkemece yukarıda ifade edilen usulü müktesep haklara riayet edilmeden karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında temyiz isteminde bulunmayan taraflar yönünden yeniden inceleme yapılamayacağından, kararı temyiz etmeyen davalı ... Turizm Temizlik Gıda ve Taşımacılık A.Ş. hakkında verilen hüküm davacılar lehine usulü müktesep hak oluşturmuştur. Bu bağlamda, davalı ... yönünden tesis edilecek manevi tazminatlara dair hükmün, diğer davalı ... Turizm Temizlik Gıda ve Taşımacılık A.Ş. yönünden verilen manevi tazminat miktarlarının sınırları içerisinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen sorumluluğa ilişkin karar verilmesi gerekirken, hatalı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.