10. Hukuk Dairesi 2013/3709 E. , 2014/550 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Dr. ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davalılardan ... Tic Limited Şirketine ait işyerinde dava dışı ...Tic Ltd Şirketinin faaliyet göstermesi nedeniyle 08.12.2005 tarihinden 2009 yılının 10. ayına kadar yapılan sigortalılığı fiili olmadığı gerekçesiyle iptal edilen 38 sigortalıya yapılan sağlık yardımlarının sigortalılardan ve işverenden müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 9 sigortalıya yapılan sağlık yardımının davalı işverenden tahsiline ve davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1)Davacı Kurum vekilinin sigortalılar yönünden kısmen kabule yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalı sigortalılar arasında; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 58 ve 59, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 43. ve 44. maddelerinde düzenlenen “ihtiyari dava arkadaşlığı” bulunmaktadır.
İhtiyari dava arkadaşlığında, yargılama safhası ortak olmakla birlikte, her dava arkadaşının davasının diğerlerinden bağımsız olduğu, yani, dava arkadaşı sayısı kadar dava bulunduğu gözetilerek, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenmelidir.
21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2012 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.690,00 TL olarak değiştirmiştir.
Bu nedenle, sigortalılar yönünden verilen kısmen kabul kararına karşı temyiz yoluna başvurulması talep edilen miktar itibariyle mümkün değildir.
2)Davacı Kurum vekilinin işveren ...Tic Ltd Şirketi yönünden kısmen kabule yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda, henüz kesinleşmeyen ceza dosyasında, iki işveren vekili yönünden; “resmi evrakta sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildiği, şirket muhasebecisi yönünden ise; “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçundan ceza verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
...Ağır Ceza Mahkemesinin kararının incelenmesinden; sigortalıların fiili çalışmalarına yönelik herhangi tespit yapılmadığı, iki işveren vekilinin beyanlarında 20 sigortalıyı çalışmadığı halde bildirdiklerini beyan ettikleri, muhasebecinin ise; 17 sigortalıyı İnegöl’deki işyerinde çalışmalarına rağmen Domaniç’te bulunan işyerinden bildirimlerinin yapıldığını beyan ettiği anlaşılmakta olup, Mahkemece bu maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Iudicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Bununla birlikte, henüz kesinleşmemiş ceza mahkemesi kararında sigortalılıkların fiili olup olmadığı konusunda herhangi bir olgu tespit edilmemiş, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bilakis, işveren vekilleri hakkında, evrakta sahtecilik suçunun unsurları bulunmadığından beraat kararı verilmiş, hakkında mahkumiyet kararı verilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmolunan muhasebeci yönünden; işveren vekillerinin bazı sigortalıların çalışmadığı halde bildirim yapıldığı ikrarına dayanılmış, ancak somut olarak her bir sigortalının çalışmasının fiili olup olmadığı irdelenmemiştir. Diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 tarih ve 2011/19-639 Esas, 2012/30 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kesin bir mahkumiyet anlamında bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının da hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir.
Belirtilen nedenlerle, yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında; Mahkemenin ceza yargılamasında tespit olunan vakıalarla bağlı olduğuna ilişkin gerekçesi yanılgılı ve verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece yapılması gereken iş, ceza dosyasının da akıbetini araştırmak ve oradaki bilgi ve belgelerden de yararlanmak suretiyle, her bir sigortalının sigortalılığının fiili olup olmadığını araştırmak ve hasıl olacak neticeye göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 17.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.