15. Hukuk Dairesi 2016/2611 E. , 2017/2108 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebi ile yapılan icra takibine itirazın iptâli talebinden ibarettir. Davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici vekili davacı müvekkilinin marangoz atölyesi işlettiğini, davalının ... Mah. ... Sok. No:... ... adresindeki konutunun, mobilya, dekorasyon, kapı, mutfak dolapları yapı ve montaj işini yaparak, 2009 yılı Kasım ayında davalıya teslim ettiğini, işlerin ....200,00 TL karşılığında yapılması konusunda davacı ile davalının anlaştıklarını, davalının ödemeyi bilahare ödeyeceğini söylediğini, davalının yapılan imalâtların bedelini ödemediğini, ... .... Noterliği"nce düzenlenen 05.07.2011 tarihli ihtarnameyi keşide ettiklerini, 07.07.2011 günü tebliğ edildiğini, verilen süreye rağmen ödemede bulunmaması üzerine hakkında ... .... İcra Müdürlüğü"nün 2011/12392 Esas sayılı takip dosyası ile ilâmsız takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini davalının itirazının iptâline, takibin iş bedeli ve reeskont işlemiş faizi ile birlikte devamına ve %40 inkar inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı yargılamaya katılmadığı gibi, cevap ve delil de bildirmemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
... .... İcra Müdürlüğü"nün 2011/12392 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine ....200,00 TL asıl alacak ve ....564,66 TL işlemiş faiz olmak üzere ....764,66 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 09.08.20011 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının ....08.2011 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve ... yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı borçlu icra takibine itirazında “borçlunun takip alacaklısını tanımadığı, aralarında bir sözleşme olmadığını, borçlunun taşınmazın maliki de olmadığını, 2009 yılı Kasım ayında söz konusu taşınmazda ikamet etmediğini, tadilata ilişkin fatura irsaliye dayanak belge
olmadığını beyan ile borca ve ferilerine ve faize itiraz edilmiştir.” şeklinde itiraz etmiş olup akdî ilişkinin varlığı inkâr edilmiştir. Akdî ilişkinin varlığı bir başka deyişle davalı tarafın husumet ehliyetinin bulunduğu hususu davacı tarafça ispat edilmek durumundadır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def"i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmasıdır.
Somut olaya gelince; davalı borçlu takip alacaklısını tanımadığını, aralarında bir sözleşme olmadığını, taşınmazın maliki de olmadığını, 2009 yılı Kasım ayında söz konusu taşınmazda ikamet etmediğini, tadilata ilişkin fatura, irsaliye dayanak belge olmadığını beyan etmiş olup akdî ilişkinin varlığı davacı tarafından yasal delillerle kanıtlanamamıştır. Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine kısmen kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere ....05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.