12. Ceza Dairesi 2020/11909 E. , 2021/8392 K.
"İçtihat Metni"Mahkem
Suç : Taksirle yaralama
Taksirle yaralama suçundan katılan sanıklar.....beraatlerine, diğer sanıklar ....ise mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılan vekili, sanıklar ... ve ... müdafii, sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ...’un inşaat ... müdürü, ...’in inşaat ... şefi olarak çalıştıkları... İmar İnş. ve Tic. Ltd. Şirketinin ihale ile ... Belediyesinden..., Arslantepe ve ...Caddeleri Kaldırım yapım işini devraldığı, söz konusu şirketin de işin elektrik işlerini ve aydınlatma direği montaj işlerinin yapımını sanıklardan ...’a ait ... Enerji isimli firmaya taşeron olarak verdiği, sanıklar ... ile ...’in bu firmada işçi olarak çalıştıkları, diğer sanıklar ...’nın ... Belediyesinde Etüt Proje Müdürü sıfatıyla, sanık ...’in ise; söz konusu yapım işinin kontrol ekibinde elektrik mühendisi sıfatıyla olarak görev yaptığı, suça konu yapım işinin henüz tamamlanmadığı ve geçici kabulünün yapılmadığı, suç tarihinde katılanın ...Caddesi kenarındaki kaldırım üzerinden yapım işine konu yeni yapılmış olan aydınlatma direklerinin bulunduğu hat üzerinden yürüdüğü sırada akıma kapılarak hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin herhangi bir hukuki nedene dayanmayan temyiz itirazları ile sanıklar ... ve ... müdafii ile sanık ...’ün sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Kusur durumunun tespiti bakımından hükme esas alınan 30.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda ... Belediyesi’nin ihale ettiği işin sözleşme ve şartname hükümlerine uygun kalitede yapılıp yapılmadığını kendi yetkili kişilerine kontrol ettirdiği, suça konu elektrik işinin kontrolünün de elektrik mühendisi olan sanık ... tarafından yapıldığına işaret edilmesine rağmen; sanığın yaptığı kontrollerde suça konu kaçağı tespit etmesinin zor olduğundan bahisle kusur atfedilmediği, idare ile... Şirketi arasında yapılan sözleşmenin 21. maddesinde yapı denetiminin sorumluluğuna ilişkin şartların “ İşin sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılması, taahhüdün devamı süresince işyerinde bulundurulacak idare görevlilerinden oluşan Yapı denetim görevlisi tarafından denetlenlir.Yapı denetim görevlisinin sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak vereceği talimatlara Yüklenici uymak zorundadır. Şu kadar ki, işin yapı denetim görevlisinin denetimi altında yapılmış olması, Yüklenicinin, üstlenmiş olduğu işi bütünüyle projelerine, şartnamelerine, sözleşmesine ve sözleşmenin varsa diğer ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapmak hususundaki yükümlülüklerini ve bu konudaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.İşlerin denetimi, yapı denetim görevlisinin yetkilerim Yüklenici ile yapı denetim görevlisi arasındaki anlaşmazlıklar ve diğer husularda Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlendiği; ancak yapı denetim komisyonu tarafından söz konusu işin denetlenip denetmediğinin dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden tespitinin mümkün olmadığının ve sözleşmede bahsi geçen Yapım İşleri Genel Şartnamesinin tamamının dosya arasında bulunmadığının anlaşılması karşısında idareden Yapım İşleri Genel Şartnamesi ile Yapı denetim komisyonu tarafından yapılan denetimlere ilişkin bilgi ve belgelerin temini sağlanarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve mahkemece kusur tespitinin yapılmasına esas olmak üzere yeniden teknik üniversitelerin Elektrik Mühendisliği bölümünde çalışan mümkünde A sınıfı ... güvenliği uzmanı sıfatı da bulunan öğretim üyelerinden oluşan bir heyetten görüş alınmasının ardından tüm sanıkların hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik araştırmayla hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Haklarında mahkumiyet hükmü verilen sanıklar ... ..., ... ve ... ‘a isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun"un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanıklar lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanıklar lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Kanuna aykırı olup, sanıklar ... ile ... müdafii, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA,30/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.