Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4688
Karar No: 2013/14732
Karar Tarihi: 16.05.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/4688 Esas 2013/14732 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/4688 E.  ,  2013/14732 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ilave tediye, ikramiye, giyim yardımı ile bayram harçlığı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş sözleşmesinin askıya alınarak feshedildiğini, hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ödenmediğini, ücretli izinlerini kullanmadığını, hafta sonu çalıştırılıp bu çalışmaları karşılığında TİS 89. maddesi gereğince hesaplanıp ödenmediğini, 6772 sayılı yasadan ve toplu iş sözleşmesinin 81. maddesinden kaynaklanan ilave tediye ve ikramiye alacaklarının ödenmediğini, yine TİS in 79. maddesinden kaynaklanan giyim yardımı ve 73. maddeden kaynaklanan bayram harçlığının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ilave tediye, ikramiye, giyim yardımı, bayram harçlığı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacının mevsimlik işçi olduğunu, iş aktinin feshedilmeyip askıya alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının işe giriş çıkış ve çalışma tarihlerinin belli bir mevsimle bağlı olmaksızın yılın çeşitli dönemlerinde olması nedeniyle davacının geçici işçi statüsünde çalıştığı, 2010 yılında çalışması için davet edilmeyerek iş aktinin işverence haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçiye ödenen aylık ücretin ne kadar olduğu noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır. (Yargıtay 9.HD. 23.9.2008 gün 2007/27217 E, 2008/24515 K.).
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda davacı, davalı belediyede uygulanan TİSden yararlanarak çalıştığını ileri sürüp bazı işçilik alacakları isteğinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haziran 2009 ayına ait ücret bordrosundaki kazançlar toplamı olan brüt 2442.77 TL aylık ücret baz alınarak hesaplama yapılmıştır. Ancak iş hukuku mevzuatında ücretin nasıl hesaplanacağı açıkça belirlenmiştir. Buna göre TİS uygulanan davalı işyerinde öncelikle davacının yevmiyesine TİSde öngörülen sosyal yardımlar eklenerek giydirilmiş brüt ücret tespit edilmeli sonra kıdem ihbar tazminatı hesaplanmalıdır. Ayrıca kıdem tazminatı hesabında kıdem tazminatı tavanının aşılıp aşılmadığı da denetlenmelidir.
    Davacı tarafından talep edilen diğer istekler ise çıplak brüt ücretten TİSde öngörülen şekilde hesaplanmalıdır. Bu hususlar dikkate alınmadan hazırlanan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli değildir.
    3. Davalı ... kamu kurumu olması nedeniyle ödemelerin banka vasıtasıyla yapılması gerekmektedir. Bu nedenle bankadan hesap dökümleri celbedilerek ödeme yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeli, ödeme varsa mahsup edilerek bakiye alacakları belirlenmelidir. Bu nedenle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    4. Davacının sendikaya üye olduğu tarihten itibaren TİSden yararlanacağı 5. madde hükmü olduğundan TİSden kaynaklanan alacakların bu tarihten itibaren hesaplanmaması hatalıdır.
    5. Mahkemece bazı alacaklar için uygulanan “ 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 61. maddesine göre en yüksek işletme kredisi faizinin işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi” şeklinde bir faiz türü olmadığından sadece en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlarda gerekli inceleme ve araştırma yapılıp ek bilirkişi raporu alınarak, rapor denetlendikten sonra, taraflar lehine gerçekleşmiş usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi