Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1127
Karar No: 2019/3011
Karar Tarihi: 26.06.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/1127 Esas 2019/3011 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2019/1127 E.  ,  2019/3011 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    K A R A R

    Davacı vekilince açılan tapu iptal-tescil, ecrimisil, tazminat davası sonucunda mahkemece tapu iptali ve tescil ile ecrimisil davalarının reddine, tazminat davasının kabulüne karar verilmiş olup, verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
    Bu kez, Dairemiz kararına karşı davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 384,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine 26.06.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
    -MUHALEFET ŞERHİ-

    Mülkiyeti davalı kooperatife ait taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, tescil mümkün olmadığı taktirde rayiç değerinin tazmini ile aylık 600 TL"den 5 yıllık ecrimisil alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil ve ecrimisil isteminde bulunulmasına rağmen dava değeri değeri 10.000,00 TL olarak gösterilmiş ve dava açılırken de karar ve ilam harcının 1/4"ü olan nispi harç yatırılmıştır. Yargılama aşamasında mahkemece taşınmazın gerçek değerinin tespiti bakımından mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş, keşif sonucu düzenlenen 22.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değeri dava tarihi itibariyle 161.000,00 TL ve tazminata karar verildiği taktirde davacıya ödenecek tazminatın miktarı ise 100.480,65 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece taşınmazın gerçek değerinin tespitine ilişkin keşif sonucu bilirkişi raporu alınmasına ve dava konusu taşınmazın değeri bilirkişi raporu ile belirlenmesine rağmen gerek tapu iptal ve tescil gerekse tazminat istemine ilişkin miktarlar gözönünde bulundurularak eksik nispi harcın tamamlanması yönünde herhangi bir işlem yapılmamış, yargılamaya devam edilmiş, nihai kararda harcın davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
    Diğer yandan davacı dava dilekçesinde aylık 600,00 TL"den 5 yıllık ecrimisil alacağı talep etmesine rağmen ecrimisil alacağına ilişkin toplam değer açıklattırılmamış ve belirlenecek değer üzerinden eksik nispi harç tamamlanmamıştır. HMK"nın 31. maddesi gereğince hakimin uyuşmazlığın aydınlatılması bakımından davanın değerine ve istenilen ecrimisil miktarına ilişkin açıklama yaptırması yapılan açıklamaya göre HMK"nın 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesini gözetmesi yine HMK"nın 24. maddesi gereğince talep olmayan bir konuda karar verilemeyeceğinden talebin tasarruf ilkesi gereğince belirlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ecrimisil alacağına ilişkin herhangi bir açıklama yaptırılmamış olması HMK"nın 24, 26 ve 31. maddelerine aykırı görülmüştür. Ecrimisil alacağı yönünden belirlenecek değere göre talebin reddine karar verildiğinden HMK"nın 323. maddesi gereğince yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin belirlenerek HMK"nın 326/2 maddesi gereğince kabul ve red oranları dikkate alınarak belirlenmemesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
    Somut uyuşmazlıkta, dava konusunun belirli bir değere ilişkin olması nedeniyle bir başka deyişle para veya para ile değerlendirilen bir şey ile ilgili bir dava olması nedeniyle 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 1 sayılı tarifesi gereğince davanın nispi harca tabi olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
    Dairenin sayın çoğunluğunca, mahkemece verilen nihai kararda yargılama sırasında alınmayan eksik harcın kararla birlikte tamamlanmasını gözönünde bulundurularak kararın onanması yönünde görüş ve kanaate varılmıştır.
    Bilindiği üzere harç, kamu hizmetlerinden yararlanan özel ve tüzel kişilerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yararlandıkların hizmetlerin maliyetine katlanmaları zorunluluğu olarak tanımlanmaktadır. (B, Pınar Yargı Harçları, Ankara 2009, sayfa 1-3) Yapılan iş ve hizmet amme hizmetinden daha çok kişilerin kişisel menfaatine ilişkin olduğundan yararlanılan hizmetin karşılığı olarak harcın Hazinece tahsili gerekmektedir. Nitekim 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun gerekçesinde "Harç" tanım olarak "Fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığı yaptıkları ödeme olarak" belirtilmiş aynı tanım Anayasa Mahkemesi kararlarında da benimsenmiştir. (Anayasa Mahkemesi 31.03.1987 gün, 1986/20 Esas, 1987/9 Karar, 14.02.1991 gün ve 1990/18 Esas, 1991/14 Karar, 28.09.1995 gün, 1995/24 Esas, -52 Karar) Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"sının 73/3. maddesinde ise "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" hükmünü içermektedir. Buna göre kamu kurum ve kuruluşları tarafından sunulan hizmetlerin karşılığı .../...
    olarak alınan harç yasaya dayalı olarak alınmalı ve yükümlüsü de kanunun amacına uygun olarak bu hizmetten yararlanan kişiler olmalıdır. Bu zorunluluk Yargıtay İçtihadı Birleştirme YİBK"nın 07.12.1994 gün 1964/3 Esas- 5 Karar, ve Anayasa Mahkemesinin 31.03.1987 gün ve 1986/20 Esas-1987/9 Karar sayılı ilamlarında da gerekçe kısmında belirtilmiştir.
    Anayasa"nın harç alınmasındaki kanunilik ilkesi gereğince Harçlar Kanunu"nun 1. maddesinde alınacak harçlar arasında yargı harçları da sayılmıştır. Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete bu hizmetten yararlananların sağladığı katkıdır. (Y.İ.B.K. 16.12.1983 gün ve 1983/5, 6 Karar) Yargı harçları başvurma harcı, celse harcı ile karar ve ilam harcıdır. Karar ve ilam harcı ise maktu veya nispi harç olmak üzere iki çeşit olup konusu para veya para ile değerlendirilebilen belirlir bir değere ilişkin davalarda Harçlar Kanunu"nun 1 sayılı tarifesi gereğince nispi harç alınır. 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun nispi harçlarda ödeme zamanı başlığını taşıyan 28. maddesinin 1. bendi nispi harçlarda ödeme zamanını düzenlemiş aynı maddenin (a) bendinde ise karar ve ilam harcının ödeme zamanı öngörülmüştür. Bu madde de aynen "Karar ve ilam harçlarının 1/4"ü peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren 2 ay içinde ödenir" hükmü yeralmaktadır.
    Harçlar Kanunu"nun 30. maddesi ise; "Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır. Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmiyen harcları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmü yeralmaktadır.
    Nitekim aynı esas 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 32. maddesinde "Yargı işlemlerinden alıncak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz." tekrarlanmıştır. Bu maddenin Anayasa aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi"ne yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi 17.03.2010 günlü Resmi Gazete"de yayınlanan 2009/27 Esas, 2010/9 Karar sayılı kararının gerekçesinde "Yargılama sürecinde yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (Davacı veya davalı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amaçlarına aykırılık oluşturur. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlerin yapılamayacağını belirten kural bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetlerinden yararlanmaları, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından bu kural Anayasa"nın 36. maddesindeki hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir kural değildir.
    Bu nedenlerle, Yasa"nın emredici hükümleri gözetilerek yargılama sırasında taşınmazın mahkemece tespit edilen değeri dava dilekçesinde gösterilen değerden daha yüksek olduğundan tespit edilen değere göre Harçlar Kanunu"nun 30. maddesi gereğince eksik nispi harcın tamamlanması aksi halde müteakip yargılama işlemlerine devam edilmeyerek dosyanın işlemden kaldırılması Harçlar Kanunu"nun 30. ve 32. maddesinde yasal zorunluluk olarak öngörüldüğünden davanın yasanın emredici hükümleri gözetilmeksizin yargılama devamla esastan karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık nedeniyle bozma nedenidir. Nitekim gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse dairelerin yerleşik .../...
    uygulamaları bu yöndedir. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 04.12.2013 gün, 2013/21-445 Esas, 2013/1625 Karar, 13.12.2017 gün, 2017/10-1974 Esas, 2017/1735 Karar, 06.06.2018 tarih, 2017/13-1984 Esas, 2018/1172 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 26.04.2016 tarih, 2016/774 Esas, 2016/7461 Karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 09.10.2018 gün, 2016/1183, 2018/4595 Karar)
    Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere yargı hizmetinden yararlanan öncelikle dava açan davacıdır. Davacı yargılama sırasında tespit edilen değere göre eksik yatırdığı karar ve ilam harcından sorumludur. Eksik harç ikmal edilmeden müteakip yargılama işlemlerine devam edilerek dosyanın esasının sonuçlandırılması yasanın emredici hükümlerine aykırıdır.
    Somut uyuşmazlıkta harcın yükümlüsü davacı olmasına karşılık ilamda bakiye karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına karar verilmesi suretiyle Anayasa ve yasa ile belirlenen ""Harçların kanuniliği ilkesi"" ihlal edilerek davacının başlangıçta yatırması gereken harçtan davalının sorumlu tutulması suretiyle harcın hem ödeme zamanı hem de yükümlüsünün değiştirilerek, yasa koyucunun amacına aykırı şekilde yargı hizmetinden harç ödenmeden yararlanma olanağının tanınmış olmasına göre, davanın esası hakkında hüküm verilemeyeceği gözetilerek, öncelikle diğer yönleri incelenmeksizin mahkeme kararının 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. ve 32. maddesi gereğince işlem yapılmak, harç ikmal edildiği taktirde davaya devam ederek işin esası hakkında karar verilmek, harç tamamlanmadığı taktirde ise dosyanın 6100 Sayılı HMK"nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına ve yasal süresi içerisinde harcı yatırılmak suretiyle yenilenmediği taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yasanın emredici hükümlerine aykırı davranılarak davanın esasının sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır.
    Ayrıca davacının ecrimisil talebinin HMK"nın 24. 26. ve 31. maddelerine aykırı olarak miktar olarak belirlenebilir olduğu halde açıklama yaptırılmadan ve miktar belirlenmeden talebin nispi harç ve vekalet ücretine tabi olduğu gözetilmeden eksik harcın ikmal edilmemesi ve davanın değeri, talep tutarı dikkate alınarak ecrimisil talebinin reddine karar verildiğinden, değere göre HMK"nın 323. maddesi gereğince yargılama giderlerinin belirlenerek, HMK"nın 386/2. maddesine göre tarafların haklılık durumu dikkate alınarak reddedilen miktar yönünden davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olduğundan, bu gerekçelerle kararın bozulması gerekirken onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
    Bu nedenlerle karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi görüşündeyim.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi