17. Hukuk Dairesi 2016/2055 E. , 2019/291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının sorumluluğunda olan otobüsün tek taraflı gerçekleşen kazasında müvekkili ..."in yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü ve malul kaldığını, kızının yaralanması ve tedavi sürecinde annesi davacı ..."in de manevi olarak yıprandığını açıklayıp davacı ... için 30.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin araç maliki ve işleteni olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, davacı ..."in manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel
zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkemece, ... Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünden alınan raporunda davacının yaralanmasının vücut genel çalışma gücünden %34 oranında kaybettiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporunda %7 oranında kaybettiği belirlenmiştir. Mahkemece davacıda oluşan maluliyet oranının %7 olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ve sonucuna göre hüküm kurulmuştur.
Her iki rapor arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmaktadır. Yargılama sırasında taraflarca da bu konuda itiraz edilmiştir. Mahkemece, tarafların da itirazlarını karşılayacak şekilde çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekili, müvekkili ..."in bu kaza nedeni ile yaralandığını, vücudunda ömür boyu taşıyacağı izler kaldığını, uzun süre tedavi görüdğünü, psikolojisinin bozulduğunu, bu olay nedeniyle annesi ..."in büyük üzüntüler yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini ileri sürerek davacı ..."in annesi davacı ... için 10.000.00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiş, mahkemece davacı ..."in yaşanan kazaya ilişkin olarak manevi tazminat talep edebileceği yönünde mahkemede kanaat oluşmadığı gibi bu konuda karar verilmesine yardımcı olabilecek bir delil de bulunmadığı, davacı ..."in kolundan ve boynundan yaralandığı, bakıma muhtaç, hayatını yanında kimse olmadan idame ettiremeyecek durumda kalmadığı, diğer davacı ..."in kızının geçirdiği kaza ve sonrasındaki süreçte üzüldüğü ve kızı için acı çektiğinin inkar edilemeyeceği, ancak yaşadığı bu üzüntünün kaynağının anne olmanın verdiği hassasiyetten kaynaklandığı, davacı
..."in yaşadığı üzüntü ile kaza arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığı, kızının yaşayacağı her türlü olumsuz ve acı verici olayın annesi tarafından da üzüntü ile karşılanacağının hayatın bir gerçeği olduğu, dolayısıyla davacı ..."in talebinin kabulünün hakkaniyete uygun olmayacağı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Anılan karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kişilik hakları, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklardır. Bunların fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleri içerdiği gözetildiğinde, somut olaydaki duruma göre, davacının bir yakınının yaralanmasının sosyal ve duygusal kişilik değerler kapsamında olup olmadığı konusu üzerinde durulmak gerekir. Sosyal ve duygusal kişilik değerleri, kişinin toplum içindeki yeri, birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarının değe alanı içine giren haklardır. Bu haklar, doğrudan doğruya kişiliğe bağlı olmayan, özellikle aile hukuku içinde yer alan değerlerdir. Bu bağlamda Borçlar Yasası"nın 49. maddesindeki düzenleme gereğince, kişinin doğrudan kendisinin değil de karı, koca, ana, baba, çocuklar ve kardeşler gibi yakınlarının ağır yaralanması gibi somut olayın kendisine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların kanıtlanması durumunda, aile birliği içinde korunması gereken sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin zarar gördüğünün kabul edilmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile davalının sürücüsünün kusurlu hareketi kaza gerçekleştiği, davacı ..."in kızı davacı ..."in de malul kalacak şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır.
Olayın gelişim biçimi, yaralanmanın derecesi ve davalının sürücüsünün haksız eylemi olmasaydı davacıların yaralanmaya ve manevi zarara maruz kalmayacakları davacılardan anne ..."in sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin zarar gördüğü kabul edilmelidir.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacı ... ... yararına uygun tutarlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, manevi tazminat isteminin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
4-Bozma ilamının neden ve şekline göre manevi tazminatın miktarına yönelik davacılar vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.