Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/2435 Esas 2019/6055 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2435
Karar No: 2019/6055
Karar Tarihi: 16.12.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/2435 Esas 2019/6055 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2017/2435 E.  ,  2019/6055 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 09/06/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 10/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davacı ...’nin ev hanımı olduğunu, davalı ... AŞ bayisi olan Vodafone Mavi tarafından davacı adına telefon hattı çıkarıldığını, bu hattın kullanılması sonucu oluşan borçlar nedeniyle ... 8. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5091 esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra davacının davalıyı aradığını, sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve bu nedenle borcu kabul etmediğini bildirdiğini, ancak davalı yanın davacının itirazlarını dinlemeyerek evine hacze gelineceğini ve eşyalarının haczedileceğini belirttiğini,davacının iç huzurunun kalmadığını, davalı yanın davacıyı sürekli arayarak borcu ödemesi için baskı yaptığını, bu aramalar sebebiyle aile içinde huzursuzlukların yaşandığını, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığını, davalının tacir gibi hareket etmediğini, sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığını davalının kontrol etmeden söz konusu hattı görüşmelere açtığını belirterek oluşan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davalının başlatmış olduğu icra takibinin haksız fiil niteliğinde olmadığı, hukuki hakkın kullanılması kapsamında olduğu, davacı adına bir aboneliğin ve bu aboneliğin borçlarının bulunması kapsamında icra takibi başlatılmasında kötü niyetten ve haksız icra takibinden bahsedilemeyeceği, davacının kişilik haklarına saldırı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda; davalının bayisi aracı kılınarak dava dışı kişi tarafından atılan imza ile davacının rızası olmaksızın kimlik bilgileri kullanılmak ve imzası taklit edilmek suretiyle davacı adına abonelik sözleşmesi yapıldığı ve telefon hattı çıkarıldığı, sahte olarak oluşturulan aboneliğe ait telefon faturalarının ödenmemesi sebebiyle davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından suç duyurusunda bulunulması üzerine yapılan ceza
    yargılaması sonucunda takibe konu abonelik sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı anlaşılmıştır. Davacının kişisel verilerinin haksız olarak ele geçirilmesi, kimlik bilgilerinin rızası dışında kullanılması sorumlu olmadığı bir borç sebebiyle icra takibine maruz kalması ve haciz tehdidi ile karşı karşıya bırakılması davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder. Davalı AŞ sahte abonelik yapılmasını engelleyecek tedbirleri almadığından bayiini iyi seçmediğinden ve denetlemediğinden davaya konu hukuka aykırı eylemin gerçekleşmesinden sorumludur. Hal böyle olunca uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu sebeple bozulması gerekir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.