10. Hukuk Dairesi 2020/2242 E. , 2021/2611 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
...
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davalılar murisine ait işyerinde, askerlik dönemi hariç 01.05.1976 - 31.12.2001 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
1-Taraf ehliyeti davada taraf olabilme yeteneğidir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir (HMK m. 50). Yargılama sürecinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği, usul hukukunun temel ilkelerinden biridir ve HMK 114/1-d maddesine göre dava şartıdır.
Yargılama sırasında taraflardan birisinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden ölen kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesi mümkün değildir. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (HMK m. 55). Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirasçıların murisin borçlarından sorumlulukları son bulmaktadır. TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. T.M.K.nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre tasfiyenin de sulh hukuk mahkemesince yapılması gerekeceğinden mahkemece mahallin sulh hakimine durum bildirilmeli, mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, atanacak temsilciyle davaya devam olunmalıdır.
Mahkemece terekenin tasfiye işlemleri ile ilgili temsilci atanıp atanmadığı araştırılarak temsilcinin davaya devamı sağlanarak sonuca varılması yerine davalıların mirası reddi nedeniyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Bozma sonrası yapılan araştırmanın eksik olduğu, bozma gereklerinin yerine getirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Dairemizin, 10.04.2017 tarih ve 2017/1153 E. - 2017/3062 K. sayılı ilamında “…Dava dışı ... isimli kişi celbedilerek davacı ile yüzleştirilmek suretiyle tanıklığına başvurulmalı, dönem bordroları ile dava dışı ..."nın hizmet cetvelinde davalılar murisine ait işyerlerinden bildirilen hizmetlerin kime ait olduğu hususu hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmeli, hizmetlerin davacıya aidiyetinin tespiti halinde, sigorta sicil numarası tespit edilmek suretiyle hizmet cetveline işlenmesi sağlanmalı, hak düşürücü süre, yapılacak bu araştırmaların sonucuna göre değerlendirilmeli…” diye belirtilmiş ise de ...’nın davaya dahil edilerek gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedendir.
3-Yukarıda yapılması gereken hususlar ile birlikte mahkemece işbu davada, davacı ve bordro tanıkları olarak dinlenen şahısların beyanlarına göre davalı/davalılara karşı açmış oldukları davaların akıbetleri araştırılarak, karar verilmiş ise gerekçeli karar suretlerinin celbedilmesi, eğer davacı iş bu davada tanık olanların açtıkları davalarda tanık sıfatıyla dinlenilmiş ise buna ilişkin duruşma tutanaklarının dosyaya eklenmesi ve elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.