23. Hukuk Dairesi 2016/6396 E. , 2019/2954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin kur"a çekimi yaptığını ve kur"a sonunda kendisine çıkan yeri görmek için gittiğinde böyle bir yer olmadığını öğrendiğini, defalarca davalı kooperatife yeri kendisine teslim edildiğinde biriken borçlarını ödeyeceğini söylediği halde kendisine yer gösterme yapılmadığını, davalı kooperatifin ... 1. Noterliğinden 20.03.2002 tarihli ve 02358 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile biriken borçlarını ödemesini istediğini ancak bu ihtarnamenin hiçbir şekilde müvekkiline ulaşmadığını, daha sonra müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkartıldığını ve kooperatifin tüm işlerini bitirdiğini, tasfiye edileceğini öğrendiğini ileri sürerek usulsüz ve kanunsuz ihtar ve ihraç kararına dayanılarak müvekkiline ait bulunan kooperatifteki üyeliğinin ve hissesinin tespiti ile başka bir üyeye devrinin veyahut satımının engellenmesini, satım ya da devir yapılmış ise bunun iptalini ve yerin kendisine teslimini talep ve dava etmiş, 02.11.2011 tarihli dilekçe ile de davayı üyelik tespiti ve tazminat olarak kooperatife karşı yürüttüklerini, tapuda dükkan sahipleri kişiye yöneltmeyeceklerini beyanla 50.000,00 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıya mali yükümlülüklerini yerine getirmesi, aksi takdirde ortaklıktan çıkarılacağının ... 1. Noterliğinden 20.03.2002 tarihli ve 02358 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, davacının bu güne kadar bu işleme karşı dava açmadığını, kooperatif üyeliğinin de resmi şekilde yapılmış bir devre dayanmadığından geçerli olmadığını, kooperatife düzenli aylık aidat ödemesi bulunmadığını, ödemeleri yerine getirmediğinden ihtarname keşide edildiğini, ihtarın 25.03.2002 tarihinde işçisi ..."e tebliğ edildiğini, borçlarını ödemeyen davacının 25.03.2003 tarihli ve 12 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkartıldığını, davacının katılmamış olduğu 03.07.1999 tarihli ve 7990 sayılı bu kur"ada davacıya üzerine bina yapılmamış olan boş arsanın çıktığını, bu boş arsaların kooperatife gelir getirmesi amacıyla satıldığını, kooperatife sonradan da hiçbir üyenin alınmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerini temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ile üyeliğe dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Olayda; dava konusu taşınmazın yargılamanın devamı sırasında davalı kooperatif tarafından üçüncü kişiye devredilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tapu malikinin taraf olmadığı bir davada tapunun iptali ve tescile karar verilemez.
Bu durumda, mahkemece, davacıya yeniden süre verilerek davaya tapu iptali davası olarak devam etmek istemesi halinde, tapu maliki hakkında da dava açması için süre verilmesi, tapu malikine karşı dava açılması halinde her iki davanın birleştirilerek, davacı lehine tapu iptali koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenerek bir karar verilmesi, davacının davasını daire karşılığı tazminat davası olarak sürdürmek istemesi halinde; tazminata karar karar verilmesi gerekir.
Ancak davacı tarafça tapu iptali tescil istemi 02.11.2011 tarihli dilekçeyle tazminat olarak ıslah edilmiş ve buna ilişkin harç yatırılmıştır.
Bu sebeple mahkemece yapılacak iş, ıslahla tazminata dönüşen istem hakkında karar vermekten ibaret olacaktır.
Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre tazminatın hesaplanma ilkesi aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.
b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi " TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.
c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
d- Bunu takiben davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir.
e- Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c ) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d ) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır.
Bu hususlar dikkate alınarak yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemenin davacının ıslah dilekçesini dosyaya ibraz etmediği yolundaki gerekçesinde isabet bulunmayıp, tapu iptali ve tescil istemi ıslahla tazminata dönüştürüldüğü halde, davalı kooperatif yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu itibarla, Dairemizin 14.03.2016 tarihli ve 2015/5173 Esas, 2016/1601 Karar sayılı bozma ilamında belirtilen gerekçe kaldırılarak, yukarıda açıklanan gerekçerle kararın tekrar bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.03.2016 tarihli ve 2015/5173 Esas, 2016/1601 Karar sayılı bozma ilamındaki gerekçe kaldırılarak, yukarıda açıklanan gerekçe ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine 24.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.