19. Ceza Dairesi 2019/34911 E. , 2020/1017 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
5809 sayılı kanunun "cezai hükümler" başlıklı 63/10 maddesinde; 19.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6518 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucu, suçun maddi unsuru "...fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar..." şeklinde tanımlanmaktadır. Adı geçen maddede yazılı "...bu işi..." deyiminden kastın, suçun unsurlarını oluşturan seçimlik hareketleri nitelemek olduğu, madde metninde atıfta bulunulan fıkralardan biri olan 5809 sayılı yasanın 56. maddesinin 4. fıkrasında yazılı seçimlik hareketlerin "...kişinin bilgisi veya rızası dışında; abonelik tesisi veya işlemi, elektronik kimlik bilgisini haiz cihaz kayıt işlemi, yapmak ve yaptırmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlemek, usule uygun düzenlenen bir evrakta değişiklik yapmak veya kullanmak..." seçimlik hareketleri olduğu anlaşılmaktadır.
Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir.
Her ne kadar sanık savunmasında ... İletişim adlı iş yeri ile ilgisinin bulunmadığını ifade etmişse de, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında atıfta bulunduğu ve dosya arasına alınan aynı yer mahkemesinin 2012/55 ve 2012/56 Esas sayılı dava dosyalarında da sanık sıfatıyla ifade veren ..."in ... İletişim isimli iş yerinin Vedat Aydın isimli kişi adına kayıtlı olmasına rağmen kendisi tarafından işletildiğini, bütün
işlerle kendisinin ilgilendiğini, bayii kodunun ise 61296 olduğunu ifade ettiği görülmüştür. Dosya arasında bulunan 06/05/2014 sayılı tutanak ile de ... İletişim adlı iş yerinin sanık ... tarafından işletildiği tespit edilmiştir. Suça konu abonelik sözleşmeleri üzerinde de “... 61296” yazılı kaşenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ... İletişim adlı iş yerini işlettiği anlaşılan sanığın, şikayetçinin rızası dışında oluşturulan sözleşmeyi işleme koyarak hattın açılmasını sağlamak suretiyle Kanunda sayılan abonelik işlemi yapmak veya yaptırmak eyleminin sabit olması karşısında, mahkemece sanığın mahkumiyeti yerine abonelik işlemlerinin ... İletişim tarafından yapıldığına dair kaşe ve abone imzası dışında bir imza ihtiva etmeyen sözleşme üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak neticede abone kısmındaki imzanın sanığa ait olmadığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
Kabule göre ise;
1- Suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu"na kovuşturma evresinde duruşmalardan haberdar edilme ve kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunması karşısında, anılan kuruma duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle, CMK"nin 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine aykırı davranılması,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin suça konu abonelik sözleşmelerinin düzenlendiği 26/02/2011 yerine 26/02/2012 şeklinde hatalı yazılması suretiyle CMK’nın 232/2. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet savcısı ile suçtan zarar gören vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.