16. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3124 Karar No: 2020/2705 Karar Tarihi: 06.07.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/3124 Esas 2020/2705 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2017/3124 E. , 2020/2705 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ... ve arkadaşları, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1982 yılında yapılan kadastro sırasında 50 ada 14 parsel numarasıyla tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, gayrimenkul ve üzerindeki binada sahip oldukları dükkan ve dairelerinin zeminde isabet ettiği oranda adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, ... İlçesi ... Mahallesi 50 ada 14 nolu parselin toplam 32 hisse kabul edilerek 5 hissesinin dava dışı ... oğlu ... adına olması gerektiğinden bu kısım için talep olmadığından karar verilmeyerek geriye kalan 27 hissenin, 9 hissesinin ... kızı ... adına, 9 hissesinin ... kızı ... adına ve 9 hissesinin ... kızı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ... , ... vekili tarafından yargılama harçlarına yönelik, davalı ... vekili tarafından esasa yönelik temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 298/2. maddesi uyarınca, Mahkemece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uyumlu olması zorunludur. Bu zorunluluk; açık, adil ve güvenli yargılanma ilkelerinin gereğidir. Somut olayda; Mahkemenin 04.11.2014 tarihli kısa kararında, dosyada ... oğlu ... davacı olmadığı halde, çekişmeli taşınmazın 5 hissesinin ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olup, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, 5 hissenin ... oğlu ... adına olması gerektiğinden bu kısım için talep olmadığından karar verilmeyerek geriye kalan kısmın davacılar adına tesciline karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu durum 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedenidir. Hal böyle olunca; Mahkemece, çelişkiyi kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekli olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.