17. Hukuk Dairesi 2016/2661 E. , 2019/280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl dava davalıları ... Türk Sigorta AŞ vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, 05.10.2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada motorsiklet sürücüsü olan müvekkilinin yaralandığını, davalı ... şirketinin karşı araç olan ... plaka sayılı aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortası olduğunu belirterek, şimdilik 22.000,00 TL maddi tazminatın davalı ... ve ... Eğitim Taş. Hiz.San.Ltd.Şti"den ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ... Şirketi vekili, trafik sigorta poliçesi limiti üzerinde kalan miktar için müvekkiline başvurulabileceğini, müvekkilinden tedavi gideri istenemeyeceğini, zarar, kusur ve maluliyet oranına ilişkin raporlar alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının küçük ve ehliyetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, 05.10.2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada motorsiklet sürücüsü olan müvekkilinin yaralandığını, davalı ... şirketinin karşı araç olan ... plaka sayılı aracın ZMSS sigortası olduğunu belirterek, şimdilik 22.000,00 TL maddi tazminatın, davalı ... şirketinden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 14.888,49 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 24.888,49 TL tazminatın davalı ...Ş."den dava tarihinden itibaren faizinden sorumlu olmak üzere davalılardan 05.10.2010 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline dair karar verilmiş; hüküm asıl dava davalıları ... vekili ve Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3.maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi mümkün değildir. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır.
Somut olayda, davacının asıl ve birleşen davasının olduğunu, asıl davanın talebi hangi gerekçelerle kabul edildiği, birleşen davanın hangi gerekçelerle reddedildiği
açık ve anlaşılır olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, asıl dava davalıları ... Türk Sigorta AŞ ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl dava davalısı ... Türk Sigorta A.Ş. ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde asıl dava davalısı ... Türk Sigorta A.Ş. ve davalı ..."ya geri verilmesine, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.